Sulukule

SULUKULE
“Kentsel Dönüşüm Projesi”
2011

Bu Projede Ne Oldu?
Abdullah Agâh ÖNCÜL
   
 SULUKULE

İstanbul’da surların en alçak olduğu bölge olan SULUKULE KAPISI (PORTA PEMPTON)  ve Bayrampaşa Deresi‘nin ( LYKOS DERESİ) bu bölgede bulunması sebebiyle “SULUKULE” adını almıştır.

Sulukule’nin batısına denk gelen kara surlar, Bizans İmparatoru II. Theodosius tarafından M.S.6 yüzyılın başında yaptırılmıştır.[1] Bölgeye yerleşimler 10.yüzyıla dayanmaktadır. Bizans İmparatorluğu’nun eski tarihi metinlerinde ‘Athinganoi’ adlı bir mezhebin üyeleri olarak bahsedilen bölge halkı; falcılık, büyücülük gibi gizem sanatları ile geçimlerini sağlıyorlardı ve kiliseyle sorunlar yaşıyorlardı. Bizans döneminde Hindistan‘dan geldiği iddia edilen romanlar, Ortodoks Kilisesi tarafından falcılık ve sihirbazlık gibi faaliyetlerle suçlanınca kara surlarının dışında yaşamaya zorlanırlar [2].

 

Fatih’in İstanbul’a girdiği Altınkapı bu semttedir. 1453’te İstanbul’un fethinden sonra şehri canlandırma amaçlı olarak, farklı bölgelerde yaşayanları İstanbul’a çekme politikası ile romanlar davet edilince bir kısmı Ayvansaray ‘da Lonca mahallesine bir kısmı da Sulukule’ye yerleşmiştir[2]. İstanbul’un fethinden sonra müslüman olan romanlar dans ve müziğin yanı sıra kente pek çok yönden katkıda bulunmuş, sarayın “Mehter Takımı”nı kurmuşlardır.

Dönemin en iyi, en zengin katırcıları, sepetçileri, Sulukule’den çıkmıştır. Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde Sulukule’de henüz eğlence evlerine ait bir ize rastlanmaz. Eğlence evlerinden ilk kez 1946 yılında Turan Aziz Beler’in “Beyoğlu Piliçleri” kitabında rastlanmıştır. Beler, kitabında dekoru sade, temiz bir oda içinde sazlarını çalan, şarkı söyleyen ve dans eden genç kadınlardan bahseder. Sulukule’nin en görkemli yılları 1950 ile 1960’lı yıllardır. Bu dönemde Sulukule’deki üç Eğlence Evi’ne ancak randevu ile gelmenin mümkün olduğu söylenir. Zeki Müren, Müzeyyen Senar gibi birçok ünlü ses sanatçısı eğlenmek amacıyla Sulukule’ye gelirken, bugünün popüler isimleri olan Hüsnü Şenlendirici, Adnan Şenses, Kibariye gibi isimler de Sulukule’de Eğlence Evleri’nde kendini yetiştirirler.

Menderes döneminde, Vatan Caddesi yapılırken, Edirnekapı’da surların bir bölümü ve Sulukule’de 29 ev yıkılır Sulukule, biraz daha surlara doğru kayarak, sur boyuna yerleşmiş olan Haticesultan ve Neslişahsultan mahalleleri ile kaynaşır. 1985 yılına gelindiğinde ise Sulukuleliler, Turizm Bakanlığı’na “Gösteri Evleri Projesi” ile başvurup olumlu yanıt almışlardır. Yerel belediye tarafından onaylanmadığı için yasallaşmamakla birlikte “Eğlence Evleri” faaliyete geçer. Üç tane olan Eğlence Evleri’nin sayısı, 34’e çıkar. Yarı yasal olarak çalıştırılan işletmelerde 3500 civarı kişi çalışmaktadır. Bu dönemde mahalle ekonomik olarak kalkınma sağlar yeni apartmanlar yapılır. 1990 yılında, Sadettin Tantan‘ın Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu İstanbul Bölge Başkanlığı’na seçilmesiyle, Sulukule’deki Eğlence Evleri’ne baskınlar başlar. 1992’de Eğlence Evleri’nin büyük bir çoğunluğu kapanır. Saadettin Tantan’ın 1994’te Fatih Belediye Başkanı seçilmesi ise kalan birkaç tane Eğlence Evi’nin de boşaltılmasına neden olur ve bölge tekrar fakirliğe teslim olur.

Kaynakça

  1. ^ Atlas, 206. sayı, Mayıs 2010
  2. ^ a b Sulukule’nin tarihçesi

http://tr.wikipedia.org/wiki/Sulukule#.C4.B0smin_anlam.C4.B1

 

SULUKULE NERESİ?

 

Sulukule Caddesi, Vatan Caddesi’nin güney ve kuzeyinde yer alan, surboyu ve surdibi bir yoldur. Edirnekapı’ya doğru ad değiştirir ve Kaleboyu Caddesi olur. Bulunduğu alan şu mevkileri kapsar;

 

NESLİŞAH MH. HATİCE SULTAN MH. MUHTAR MUHİDDİN SK. NİYAZİ MISRİ SK. KÜÇÜK ÇEŞME SK. SARMAŞIK SK. ZUHURİ SK. NESLİŞAH CAMİİ ÇIKMAZI. ÇALI SK. NEYZENLER SK. KURUÇINAR SK. ÇINARLI BOSTAN SK.

 

 

FİLMLERDE SULUKULE

 

Film Yıl Yönetmen Senaryo
İstanbul Havası / Arşak Sulukule’de 1952 Zeki Alpan Zeki Alpan
Yakut Gözlü Kedi 1966 Nejat Saydam Ümit Deniz
Gırgıriye 1981 Kartal Tibet Sadık Şendil

 

Gırgıriyede Şenlik Var 1981 Kartal Tibet Sadık Şendil
Gırgıriyede Cümbüş Var 1983 Temel Gürsu Sadık Şendil
Gırgıriyede Büyük Seçim 1984 Temel Gürsu

 

Erdoğan Tünaş

 

Çileli Bülbül 1957 İhsan Tomaç İhsan Tomaç
Aşk Ölümden Soğuktur 1994 Canan Gerede

 

Canan Gerede

 

Şen Sulukule 1990 Zafer Par

 

 
Canım Sulukule.. 2010 Nejla Osseiran  

 

 

SULUKULE KENTSEL YENİLEME PROJESİ

2005 yılında Bakanlar Kurulu, 5366 sayılı kanun ile “Sulukule Kentsel Yenileme Projesini” kabul etti. Bakanlar kurulunca 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek ve Yaşatılarak Kullanılması hakkındaki kanun 13.09.2006 Tarihinde kabul edildi, 19.09.2006 ‘da Sulukule’yi acele kamulaştırma kararı çıkarıldı.

STK (sivil toplum kuruluşları) ve bazı derneklerin itirazları kabul görmedi. Kültür ve Tabiat Varlıkları Yenileme Kurulu, Sulukule Yenileme Projesi’ni onadı. Sulukule Roman Kültürünü Koruma ve Yaşatma Derneği, UYD (Ulaşılabilir Yaşam Derneği)  ve İYD (İnsan Yerleşimleri Derneği) gibi sivil toplum kuruluşları bölgedeki haksız uygulamalar için mücadele vermeye başladı. Sulukule’deki halk ve bazı sivil organizasyonlar tarafından danıştaya yürütmeyi durdurma davası açıldı. Belediyenin çok yönlü araştırma ve uygulama yapmadan acele karar vermesi sonucu ortaya çıkan projenin bu bölgede ikamet eden halkın sosyal, ekonomik ve kültürel yapısına uygun düşmediği savunuldu. 1990 larda verilen kötü imaj, gerçekte halen var olan kültüre ve ileri nesillere aktarılabilecek gelişmiş Sulukuke modeline de gölge düşürdüğü bu notlar arasına eklendi. Gösterilen kötü imajın aksine bölgede yadsınamayacak ve hala yaşama ve gelişme şansı olan renkli bir İstanbul Mahallesi ve kültürü var. Sulukule Dünya Mirası Listesi’ndeki sur içi bölgesinde yer almakta ve UNESCO normlarına göre sur çevresi sadece fiziksel yapısı ile değil kültürel yapısı ile de korunması ve yaşatılması gereken bir bölge konumundaydı. 1969’da Turizm Bakanlığı tarafından Sulukule Turizmi Yaşatma ve Koruma Derneği kurulması da bu bölgedeki canlılığı ve İstanbul için bölgenin taşıdığı önemini göstermektedir. Bölge o dönemlerde sadece bir konut alanı değil, aynı zamanda müzik icra edilen, üretilen canlı ekonomik, kültürel ve turistik bir mahalle niteliğindeydi.
DÜNYA ÜLKELERİNDEN SULUKULE YIKIMINA TEPKİ

20 Mayıs 2009 tarihinde ABD Sulukule’nin yıkılmasını kınadı. Cardin, Türk hükümetinden, yerlerinden olan Roman ailelerinin zararını yeterli ölçüde tazmin etmesini ve mahallelerini kaybeden Romanlara alternatif iskân imkânı sağlamasını istedi. Senatör Cardin ve milletvekili Hastings, Nisan 2008’de ABD’li vekiller de sessiz kalamadı ve Erdoğan’a mektup yolladı! Demokrat Parti Florida Milletvekili Alcee Hastings ve Demokrat Parti Maryland Senatörü Ben Cardin”in yanı sıra ABD Helsinki Komisyonu üyeleri, Cumhuriyetçi Parti Pennsylvania Milletvekilli Joseph Pitts ve Demokrat Parti North Carolina Milletvekili G. K. Butterfield”in imzalarını taşıyan mektupta, geçmişi 1054 yılına kadar uzanan bu tarihi bölgenin sakinlerinin, kentin40 kilometredışına yerleşmeye zorlandığı belirtildi.

Mektupta, “İstanbul Dönüşüp Projesi kapsamında, 1054 yılından bu yana Roman toplumuna ev olan Sulukule”nin, villa tarzı evlerle yer değiştirmek üzere yıkılmasının planlanmasından derin bir rahatsızlık duymaktayız. Bu şehir yenileme projesinin talihsiz sonucu, sadece tarihi bir mahallenin yıkımı olmayacak ve 3 bin 500 Sulukule sakini, kentin40 kilometredışındaki Taşoluk bölgesine veya sokağa taşınmaya zorlayacak.” ifadesi kullanıldı.
Romanların, “Avrupa”da şu anda en geniş, fakir ve en hızlı büyüyen azınlık” olduğu ve çeşitli ırkçı ayrımcılıklarına hedef olduğu belirtilen mektupta, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı”nın (AGİT) 1999 İstanbul zirvesinde, Türkiye ve diğer bütün AGİT katılımcı ülkelerinin, bu toplumun karşı karşıya kaldığı zorlukları kabul ederek, tam fırsat eşitliğinin sağlanması yönünde etkili tedbirler almayı kararlaştırdığı hatırlatıldı ve AGİT kurallarının izlenmesi görevini üstlenen ABD Helsinki Komisyonu”nun, özellikle İstanbul”daki Roman halkının durumundan endişe duyduğu belirtildi. Mektupta, İstanbul kentini yenileme projesinin uygulanması yerine, Roman halkının o bölgede yaşamasına izin verilmesi ve eski mahallenin korunması istenerek, aksi takdirde Roman toplumunun dağılmaya zorlanacağı savunuldu.
Mahalle sakinlerine, projenin parçası çerçevesinde yapılacak evleri satın alma imkânının önerildiği belirtilen mektupta, evlerin pahalı olması ve Romanların işsizlik ve gelir sorunları dolayısıyla bunun, “boş bir jest” olduğu ileri sürüldü. Avrupa’nın agit üyesi bütün ülkelerinden, 1999’da İstanbul’da AGİT zirvesinde imzaladıkları hükümlere bağlı kalmalarını talep etti. Amerikan Kongresi’ndeki Helsinki Komisyonu, Sulukule’de yıkımın başladığı 2006’dan bu yana bu durumu önlemeye çalıştı.
HELSİNKİ KOMİSYONU : ABD, 1975 Helsinki Anlaşması kararları çerçevesinde, AGİT kararlarının uygulanmasını izlemek üzere, bir hükümet kuruluşu olarak Helsinki Komisyonu”nu oluşturmuştu.
ABD Helsinki Komisyonu”nun 9 üyesi ABD Senatosu”ndan, 9 üyesi ABD Temsilciler Meclisi”nden oluşurken, ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD Savunma Bakanlığı ve ABD Ticaret Bakanlığı”ndan da birer üye bulunuyor.

ntvmsnbc 21 Mayıs 2009

SULUKULE ’de NELER OLDU?

Fatih Belediye’since 18.04.2007 tarihinde yıkım için yapılan ihaleyi Çalık Grubunun bünyesinde olan Gap İnşaat kazandı. Mart 2007’de bölgede ufak çapta da olsa yıkımlar başladı ve gazetelerde bölge halkından hiç tepki gelmediği yazılmaktaydı. Tam bu noktada tapusu belediyede olmayan bir ev içinde elektrik ve suyu kesilmeden, eşyaları ile yıkıldı. Ardından belediye yetkilileri arandığında yanlışlıkla olduğu söylendi ve özür dilendi.

Tartışmalara neden olan Sulukule’de, ihaleyi kazanan Özkar Group inşaata başladı. Proje kapsamında Sulukule’de 165 blokta 75, 100 ve 120 metrekarelik 577 konut yapılacak SULUKULE projesinin inşaat ihalesini alan Özkar İnşaat’ın Yönetim Kurulu Üyesi Burak Özcan da, “Arazi üzerinde şantiye kurma çalışmalarımıza başladık. Konteynırlarımızı yerleştirdik, güvenlik birimlerimizi oluşturduk. Eksikliklerimizi gideriyoruz. TOKİ’nin İhalesini 62 milyon TL’ye kazandık” dedi.

24 Mart 2007 :

“40 Gün 40 Gece”  platformu açıldı. Açılış etkinlikleri ile Sulukule’de başlayan süreç Mayıs ortasına kadar Sulukule, Beyoğlu ve Ünivesiteler’de devam etti.

Platformun Açıklaması:

“İSTANBUL – Sulukule’de kentsel yenileme projesi kapsamında başlatılan yıkıma çok az kaldı. 3 bin 500 Roman’ın (703 hak sahibi ve 303 kiracı) yaşadığı Neslişah ve Hatice Sultan Mahallesi sakinleri, 1000 yıllık bir tarihin devamcısı olarak kendi miraslarına sahip çıkıyor. Şimdi sanatçı, mimar, hukukçu, akademisyen ve mahallelilerin kurduğu 40 Gün 40 Gece Platformu konuşacak ve Sulukule’nin geleceğini yeniden inşa edecek. Platformun dört sözcüsü, Ulaşılabilir Yaşam Derneği’nden Hacer Foggo  İnsan Yerleşimleri Derneği’nden Aslı İngan ve Funda Oral, hareketi ve Sulukule için neler yapılabileceğini anlattı. Çalışmaları izlemek isteyenler http://www.40gun40gece-sulukule.blogspot.com’a tıklayabilir.

Bu evler 120-130 bin YTL’ye satılacak. Belediye 10 yıllığına borçlandırarak, Sulukulelilerin de bu evlerin sahibi olabileceğini söylüyor, ama onların bu parayı ödemeye güçleri yok. İş böyle olunca da evlerini satmaya başladılar. Şöyle söylentiler dolaşıyor: “Cumaya kadar evinizi satmazsanız, devlet el koyacak ve bankaya paranızı beş yıl sonra yatıracak.” Korkudan şu ana kadar 120 ev satıldı. Böyle giderken, 19 Ekim 2006’da Bakanlar Kurulu, Sulukule için ‘acele kamulaştırma’ kararı aldı, 13 Aralık’ta da bu karar Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu 60 günlük sürede 12 Şubat’ta da Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği yürütmenin durdurulması için dava açtı, hâlâ sürüyor. Şimdiye dek altı ev yıkıldı. Belediye hiçbir eve tebligat göndermedi. Hepimiz başından beri şu soruyu soruyoruz: Bu ne acele? Biliyoruz ki, proje henüz onaylanmadı, kurulun başına Ankara’dan bir müdür bile atanmadı.”

 

24 Aralık 2007

2006 yılının Aralık ayında Belediye, Bakanlar Kurulu’ndan Sulukule için acele kamulaştırma kararı çıkarttı. Sulukule’de “yenileme” ve “acele kamulaştırma kararı”nın Belediye yetkililerince sık sık dile getirilen gerekçelerinden bir tanesi de “afet riski”, yani deprem tehlikesi. Oysa Jeoloji Mühendisleri Odası’nın 18 Aralık 2007 tarihli raporu semt zemininin İstanbul’un güvenli bölgelerinden olduğunu belirtiyor.

http://www.bianet.org

 

2 Ocak 2008

Romanlara İnsan Hakları Komisyonu’nda da Ayrımcılık ve Aşağılama
Meclis’in İnsan Hakları Komisyonu’nda geçen hafta yapılan oturumda Romanların şikayetlerinden çok, Romanlardan şikayet vardı. Kültürsüz, içkici, uyuşturucu ve kadın taciri ilan edilen Romanlar, Komisyon’dan hayal kırıklığı içinde ayrıldı.

http://www.cingeneyiz.org

 

10 Ocak 2008

Sulukule’deki kentsel yenileme projesiyle ilgili bir meclis soru önergesini yanıtlayan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, mahallenin, Osmanlı mimarisiyle yeniden şekilleneceğini ve bu yapı tiplerinin üniversite öğretim üyesi olan proje tasarımcıları tarafından belirlendiğini açıkladı.
http://sulukulegunlugu.blogspot.com

 

19 0cak 2008

UNESCO basın toplantısı: Aralarında mimar, sanat tarihçisi ve UNESCO İzleme Komitesi üyelerinin de bulunduğu Sulukule Platformu üyeleri Süleymaniye, Sulukule ve Four Seasons Oteli’nin ek inşaatı gibi projelerin İstanbul’u UNESCO Dünya Mirası listesinden çıkarabileceğini belirtti.

http://www.milliyet.com.tr

 

26 Şubat 2008

Urban Land Institute (ULİ)’te “başarılı kentsel dönüşüm uygulamaları” başlıklı toplantıya katılan Fatih Belediye Başkanı’na karşılık Sulukule Platformu aynı projenin başarısız sonuçlarını yaşayanlar olarak bir manifesto yazdı.

http://sulukulegunlugu.blogspot.com

 

5 Mart 2008

Kentsel dönüşüm için evleri birer birer tarih olan Sulukule’deki yıkım ruhu çocukları da sardı. Çoğu okulu bırakan bu çocukların eğitimle tek bağı, üniversiteli Dilek ablaları…
http://www.radikal.com.tr

 

7 Mart 2008

Sulukule’de yıkılacak evler belediye tarafından kırmızı çarpılarla işaretleniyor.
http://sulukulegunlugu.blogspot.com

 

14 Mart 2008

Sulukule’deki tescilli tarihi binaların da ‘yanlışlıkla’ yıkıldığı iddia edildi. Fatih Belediyesi iddiaları yalanladı. Sulukule Platformu ise ‘Kayıtlar dosyalarda’ diyor.

http://www.radikal.com.tr

 

14 Mart 2008

Sulukule Yenileme Projesi kapsamında Fatih Belediyesi tarafından Neslişah ve Hatice Sultan Mahallelerinde sahipleri ile anlaşma yapılan gecekonduların yıkımına devam edildi. Polis desteğinde sabah saatlerinde mahalleye gelen yıkım ekipleri önceden sahipleri ile anlaşılan ve kırmızı boya ile işaretlenen evleri yıkmaya başladı.

http://www.akistanbul.com

 

20 Mart 2008

Sulukule Platformu, Başbakan’ın sözlerine karşılık bir açıklama yazıyor: Sulukule’yi ucube halinden kurtaracağız” diyen Başbakan’a, Sulukule Platformu şöyle seslendi: Ne bu insanlar ucube doğdu, ne bu mahalle ucube olarak tasarlandı. Ucube, yönetimlerin ayıbı.

http://www.ntvmsnbc.com

 

5 Nisan 2008ABD Hükümeti kuruluşlarından biri olan Helsinki Komisyonu’nun eş başkanları Demokrat Parti Milletvekili Alcee Hastings ve Senatör Ben Cardin, Başbakan Erdoğan’a bir mektup göndererek, Sulukule’nin yıkılmamasını istediler.

http://www.ntvmsnbc.com

 

7 Nisan 2008

AKP’den ABD’ye yanıt: AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, derme çatma, plansız, programsız, çirkin görünümlü binaların ortadan kaldırılarak tarihi mirasın ortaya çıkarılmak istendiğini belirtti. “Araştırmadan, incelemeden bunun arkasında başka bir düşüncenin olduğunu ifade etmek önyargıdır. Dünyadaki sanat eserlerinin varlığını korumak hepimizin görevi ise, bunu da ulu orta bilmeden söylememek gerekir. Yerinde görüp, bilenlerle irtibat kurup gerçekçi bilgilerle ifade etmek bütün ülkelerin görevidir” dedi. Elitaş, şöyle tepki gösterdi: “Komisyonumuz Roman toplumunun durumundan endişe etmektedir” sözlerine, “Amacını ve maksadını aşan bir cümle. Onu ciddiye almıyorum. Romanlar tüm dünyada var.”  AKP Grup Başkanvekili Nihat Ergün de konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Roman vatandaşlarımızın da daha iyi şartlarda ve modern şekilde yaşama hakları var. Onlara, Roman Kültür Merkezleri yapılıyor, Roman kültürünü yaşatma şartları oluşturuluyor. Yaptıkları uyarı ABD Kongre üyelerinin Türkiye’yi tanımadan, bilgi sahibi olmadan açıklanmış fikirlerdir. Türkiye açısından bir değeri olan fikirler değil.”

http://www.milliyet.com.tr

 

8 Nisan 2008Bugün Dünya Roman Günü… Romanların, havaların ısınmasıyla mağaralardan çıkışını simgeliyor. Sulukuleliler bu güne, sabahın erken saatlerinde yıkım sesleriyle uyandılar…
http://www.ntvmsnbc.com

 

15 Nisan 2008

Ünlü yönetmen Tony Gatlif Sulukule’de

http://www.radikal.com.tr

 

20 Nisan 2008

İstanbul Animasyon Film Festivali Sulukule’de.

http://sulukulegunlugu.blogspot.com

 

4 Mayıs 2008

Sulukule Hıdrellez Şenlikleri yağmur sebebiyle kutlamalar yarım kalıyor. Sezen Aksu Sulukule’ye geliyor.

http://www.msnbcntv.com

4 Mayıs 2008

Kentsel dönüşüm projesini savunan bir yazı yayınlanıyor

http://sulukulegunlugu.blogspot.com

 

16 Mayıs 2008

Sulukule platformu cevaben bir yazı yazıyor.

http://sulukulegunlugu.blogspot.com

 

6 Mayıs 2008

Avrupa Parlamentosu’ndan başbakana mektup.

http://sulukulegunlugu.blogspot.com

 

10 Mayıs 2008

UNESCO heyeti Sulukule’de

http://www.sabah.com.tr

 

14 Mayıs 2008

Ekranlarda roman fırtınası. Show TV’de “İlle de Roman Olsun” ve Star TV’de “Romanstar” yarışmaları başlayacak.

http://www.cingeneyiz.org
http://www.radikal.com.tr

 

18 Mayıs 2008

UNESCO Başkanı’nın açıklamaları

http://sulukulegunlugu.blogspot.com

 

19 Mayıs 2008

Başbakanlık İnsan Hakları Komisyonu Sulukule’nin durumunu araştırdı.
http://sulukulegunlugu.blogspot.com

 

20 Mayıs 2008

Türkan Saylan ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği temsilcileri Sulukule’ye geldi.
http://sulukulegunlugu.blogspot.com

 

27 Mayıs 2008

UNESCO heyetinin ziyaretinin ardından, Sulukule’de kiracılara taşınmaları için sözleşme imzalatıldığı ortaya çıktı. Avukat Hilal Küey, kiracıları inşaatı bile bitmeyen konutlara taşınmaya zorlayan sözleşmenin, hukuken geçersiz olduğunu söyledi.
http://www.ntvmsnbc.com

 

28 Mayıs 2008

Başbakanlık’ın, İstanbul Valiliği’ni, Sulukule’de insan hakkı ihlali olup olmadığını araştırmakla görevlendirmesinden 1 ay sonra kurulan komisyon (valilik insan hakları komisyonu), çalışmalarına dün başladı. İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Hüseyin Demirdizen, CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Benan Baykal, Umut Çocuklarını Koruma Derneği Başkanı Yusuf Ahmet Kulca, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Kadriye Bakıcı, Mimar Sinan Üniversitesi’nden Doç. Dr. Çağlayan Kovanlıkaya’dan oluşan komisyona bilgi veren Roman yurttaşlar, burada yaşamaktan vazgeçmeyeceklerini söyledi.

Cumhuriyet Gazetesi

29 Mayıs 2008

Sulukuleli’ler 32. günde kentsel dönüşümü tartıştı.

 

3 Haziran 2008

Çiçekçiler hukukçulardan destek bekliyor. Çiçek büfeleri projesi çiçekçileri olumsuz etkiliyor.
http://www.cingeneyiz.org

 

18 Haziran 2008

Sulukule futbol turnuvası: Fatih Belediyesinin kentsel yenilenme projesiyle sadece evlerin değil sosyal ilişkilerin de yok olduğu Sulukule’de yapılan futbol turnuvasında amaç dayanışmak. Başıbüyüklülerle Sulukulelilerin karşılaştığı turnuvada üniversite öğrencileri de var.
http://www.bianet.org/

 

19 Haziran 2008

Sulukule’de Komisyon Uyarısına Rağmen Yine Yıkım Vardı.

http://www.bianet.org/

 

25 Haziran 2008:

Sulukule’deki manzara, Başbakanlık’tan gelen yazı üzerine İstanbul Valiliği İnsan Hakları Kurulu Başkanlığı’nın Sulukule’nin bir süredir yıkım yapılan mahallelerindeki yaşam koşullarını inceleyerek hazırladığı 25 Haziran 2008 tarihli raporunda da açıkça görülüyor. Rapor, Sulukule’nin bugüne kadar belediyenin sorumlu olduğu birçok temel altyapı ve sosyal hizmetlerinden mahrum olduğunu belirtirken, gereken acil önlemler şöyle sıralandı:

  • Bölge insanına acil temiz içme ve kullanma suyu ve yiyecek yardımı,
  • Kanalizasyon, elektrik ve su hizmetleri,
  • Salgın hastalıklardan korunma için acil ilaçlama,
  • Prefabrik sağlık ocağı, – Çocuklara oyun parkı, eğitim ve sosyal olanaklar,
  • Tarihi altyapı özelliklerinin korunması,
  • 1000 yıllık tarihsel dokunun ve ‘Roman’ halkının korunması.

Başbakanlığın yazısında, 759 hak sahibi ve hissedarla 303 kiracı olmak üzere toplam 3 bin 500 kişinin ikamet ettiği mahallelerde halkın yer değiştirme nedeniyle çok ağır sosyal ve ekonomik koşullarla karşı karşıya kaldığı belirtilmişti.

 

27 Haziran 2008

Gogol Bordello Sulukule’de. Dünyaca ünlü müzik grubu “Gogol Bordello”, kentsel dönüşüm projesi kapsamında yıkım çalışmaları devam eden Sulukule’de konser verdi. Grup üyeleri, Sulukule’nin korunması gerektiğini söyledi.

http://www.ntvmsnbc.com

 

8 Temmuz 2008

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, UNESCO’nun önerileri doğrultusunda Sulukule’de yapılacak yapıları tekrar gözden geçireceklerini belirterek, “TOKİ’nin yapmakta olduğu çalışmayı Fatih Belediyesi ile tekrar inceleyip daha iyi hangi noktaya geliriz, ona bakacağız” dedi.

Home

 

17 Temmuz 2008

Belediye’nin kendisiyle anlaşmayı reddeden mülk sahiplerine, uzlaşmak için son 15 gün kaldığını belirten tebligatlarının gelmeye başladığı günlerde, mahallenin başka ziyaretçileri de oldu. Ellerinde metreler, kimi binaların cephe boyunu ölçüyorlardı. “Bu da nesi?” demeye kalmadan, mahkeme tarafından görevlendirilmiş değer tespit komisyonu olduklarını öğrendik. Anlaşıldı ki, Sulukule’nin direnen son mülk sahiplerine yakında mahkemeden kamulaştırma tebligatları da gelecek.

http://sulukulegunlugu.blogspot.com

 

 

17 Temmuz 2008

Hak sahibi olmayan kiracı aileler dilekçe verdi: Ev edinme hakkı sahibi olmak isteyen 200 aileden 70 tanesinin dilekçeleri belediye’ye sunuldu. 70 dilekçe sahibi yanlarında eşleri, çocukları, kayınvalideleri, gelinleri, anneleri, babaları olmak üzere belediye meclis odasına kabul edildiler. Basın ve Sulukule Platformu gönüllülerinin eşliğinde dilekçelerini belediye yetkililerine sundular ve sorularını sordular.

http://sulukulegunlugu.blogspot.com

 

22 Temmuz 2008

Sulukule’deki Roman topluluğunun mücadelesi The Guardian’da.

http://www.sabah.com.tr

 

22-23 Temmuz 2008

Sulukule’de salgın riski var.

Hürriyet.com.tr

Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu (HSGGP) Kentsel Yenileme Projesi kapsamında Sulukule Mahallesi’nde yapılan yıkım ve boşaltmaların usulsüzlüğüne dikkat çekmek amacıyla oluşturdukları raporu açıkladı.

http://www.bianet.org/

 

31 Temmuz 2008

Sulukule Çocuk Atölyesi açıldı.

 

9 Ağustos 2008

Sulukuleli çocuklar “Romeo ve Juliet”i oynadı.

http://sulukulegunlugu.blogspot.com

 

14 Ağustos 2008

Sosyal ve Kültürel Yaşamı Destekleme Derneği Sulukule’de çocuklarla çalışmaya başladı.
http://sulukulegunlugu.blogspot.com

30 Ağustos 2008

Bu sabah Türkiye gazete manşetleriyle sarsıldı. Bütün gazeteler Sulukule yıkımını konu alıyordu. Artık geri dönüş kamadı.

İSTANBUL – Sulukule’de dün yıkılan evlerin enkazını kaldıran dozerlerin gürültüsüne, bu ‘sosyal proje’yle birlikte evsiz kalma telaşı yaşayanların feryatları karıştı. Sulukule Platformu, Ufuk Uras, CHP’li milletvekilleri ve Fatih Belediyesi yetkililerinin katıldığı bir basın toplantısı düzenleyerek yıkımları tartıştı. Toplantı öncesinde dozerler sokaklarda enkaz çalışmasını sürdürürken, tarihi evlerin kısmen yıkılmış olduğu ve yıkımın yakınındaki evlerin ciddi zarar gördüğü dikkat çekti.

Proje öncesi yaklaşık 3 bin 500 kişinin yaşadığı Sulukule sokakları önceki sabah 10 binayı yerle bir eden yıkımlarla harabeye dönerken, mahallelinin tepkisi sürüyor. Yıkım sonrası yaşanan zarara dikkat çekmek isteyen Sulukule Platformu, dernek kahvesinde basın toplantısı düzenledi. Toplantı öncesi Fatih Belediye başkan yardımcıları Talip Temizer ve Furkan Erhan Otlaz, sokakları gezdi. Sulukuleliler, “Hepimizi perişan ettiniz, nereye gideceğiz?” deken, birçoğu da semte nadiren uğrayan yetkililere ev ve gıda gibi dertlerini anlatmaya çalışıyordu.

Basın toplantısına Fatih Belediyesi başkan yardımcılarının yanı sıra, ÖDP milletvekili Ufuk Uras, CHP’den Çetin Soysal ve Mehmet Sevigen ile Sulukule Platformu gönüllüleri katıldı. Platform sözcüsü Hacer Foggo, “10 ev yıkıldı, ortalığa enkaz, fareler ve kanalizasyon patlakları yayıldı. Ne bu acele? Burada doğmuş büyümüş insanlar, şimdi nereye gidecekler?” diye sordu. Foggo, yapılacak yeni evlerde de Sulukulelilerin kalmayacağını, projenin bu evleri ucuza satın alanlarla rant amaçlı olduğunun anlaşıldığını savundu. Uras ise “Sulukule’de her şey Sulukule halkının rızasıyla yapılacak denmişti. Ancak bir tür 21. yüzyıl tecriti gibi insanları bir yerden bir yere naklediyorlar” diye konuştu.
Sevigen de “Belediye dur dersen durur, durduracak da başbakandır. En azından iki ay ertelenip sorunlara çözüm bulunabilir” önerisini yaptı.

Biz bulaşıcı hastalıksak…

Fatih Belediyesi Başkan Yardımcısı Temizer ise konuşmasında, Taşoluk’taki evlerin anahtar tesliminin gelecek hafta yapılacağı haberini verdi. Sulukule koruma kapsamında olduğundan burada yapılacak yeni ev sayısının sınırlı tutulduğunu belirten Temizer, “Maliyet fiyatına veriliyor ve 15 yıl vadeli. Defalarca toplantı yapıp ‘Sakın evlerinizi satmayın’ diye uyardık” dedi.

Konuşma sık sık Sulukulelilerin soru ve serzenişleriyle bölündü.
Sorular çoktu ancak çoğuna yanıt gelmedi. Temizer, yıkımın mahkeme kararıyla yıkılması önlenen evlere  verdiği zararla ilgili eleştirilere “İzinsiz hiçbir yapı yıkılmadı, sadece bir bina ufak bir zarar görmüş” diye cevap verdi. Temizer’in sözlerine karşın, bir bina yıkıntısının yanındaki mahkemelik evin odalarında dev delikler göze çarpıyordu. Ev sahibi Bahriye Yergüder, ikiye yarılmış tavanı göstererek, “Çatı yıkıldı, içeri taş, toprak, moloz girdi, her yerde gedikler açıldı” diye konuştu.

Karşıdaki iki tarihi ahşap bina ‘koruma altında’ oldukları halde terk edilmiş ve bakımsız kalmış olduklarından, diğer yıkılmış ve hasarlı binalarla aralarındaki farkı ayırt etmek güçtü.

‘Surdibi’nde çadıra çıkacaklar’

Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği Başkanı Şükrü Pündük, bölgede herkesin evlerini üçüncü şahıslara ucuza satmak zorunda kaldığını anlattı:
“Taşoluk’ta iş imkânı olmadığı için, oraya gitmesi beklenen 420 kiracının yalnızca 20’si gitti. Biz alternatif proje yaptık, Sulukule’de alışveriş, eğlence merkezleri kuralım dedik. Evlerin metrekaresi küçük olsun, buradakiler yaşasın. El işi tezgahları açılsın, faytonlar işletilsin dedik. Ancak dinlemediler. Şimdi herkes Surdibi’ne çadır kuracak çünkü gidecek yer yok.”
Soysal “Tango Arjantin’in arka sokaklarından çıkmıştır. Samba tarım işçilerinin baskısıyla doğmuştur. Burada neden Roman çengi kültürü yaşatanlara sahip çıkılmasın?” dedi.

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=HaberYazdir&ArticleID=896162

17 Eylül 2008

Sulukuleliler taşınmaya başladı. Fatih’te ”Sulukule” olarak bilinen Neslişah Sultan Mahallesi’nde oturan vatandaşlar, yürütülen yenileme projesi kapsamında Gaziosmanpaşa Taşoluk’ta TOKİ tarafından inşa edilen yeni evlerine taşınmaya başladı. Neslişah Sultan Mahallesi’ndeki evlerde kira ile oturan vatandaşlar, eşyalarını Fatih Belediyesi’nin sağladığı nakliye araçlarıyla Taşoluk’taki yeni evlerine götürdü. Sulukule’de ev kiraları 100 TL iken  Taşoluk’taki evlerin kirası için 228 TL taksit ödeyecek Romanlar biraz memnun biraz endişeliller. Taşoluk İstanbul’a 40km uzaklıkta bir yerleşim yeri olduğu için iş imkânı zor. Ayrıca ulaşım da zor ve Romanlar için ayrı bir gidere sebep olacak. Hastane, iş, çarşı gibi temel yerlere yürüyerek gittiğini söyleyen çoğu Roman çaresizlikten Taşoluk’a gittiklerini ifade ettiler.

Kentsel yenileme çalışmaları sonucunda büyük ölçüde yıkılan ve tüm dünyada büyük yankı uyandıran Sulukule’de mevcut planlamaya karşı hazırladığı alternatif projelerle dikkat çeken Sınır Tanımayan Otonom Plancılar (STOP) adlı kuruluşun geçtiğimiz haftalarda Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ile yaptığı görüşme Sulukule’yle yakından ilgilenen sivil toplum örgütleri ve mahalledeki hak sahipleri arasında heyecan yarattı. Taşoluk’taki toplu konutlara yerleştirilen Sulukuleli Romanların yeniden mahalleye dönüşünü öngören ve Roman kültürünün korunmasını amaçlayan sivil toplum örgütleri daha önce de Fatih Belediyesi ile görüşmüş ancak iki proje arasında bir mutabakat sağlanamamıştı.

STOP yaptığı açıklamada Ankara’da TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ve ilgili daire başkanları ile yapılan görüşmede TOKİ’ye mevcut proje yerine gönüllü uzmanlar ve danışmanlar tarafından sivil toplumun katılımıyla yeni bir proje yapılabileceğini belirttiklerini duyurdu.

19 Mart 2009

“İşte Sulukule’nin rantsal dönüşümü.”  adlı yazısında Ali DAĞLAR şu konuları ele aldı:

AKP’li Fatih Belediyesi’nin Sulukule’de kentsel dönüşüm çerçevesinde kamulaştırma ve yıkım kararı alınması sonrası, iki mahalledeki konutların yüzde 50’si el değiştirdi. ’Romanlar’ borçlandırılıp TOKİ’nin yaptığı dairelere taşınırken, başkan danışmanı ve bazı aracılar, değerleri katlanacak daireleri, belediyenin gösterdiği emsal fiyatın biraz üzerinden, üçüncü kişiler adına toplamaya başladı.

UNESCO’nun bölgeye heyet gönderip, “Proje bu şekliyle devam ederse, İstanbul, Dünya Kültür Mirası listesinden çıkarılabilir” açıklaması yaptığı Sulukule’de, başta hakkında dava açılan Deniz Feneri noteri İsmet Büyükkılıç olmak üzere bir milletvekilinin oğlu, AKP’li meclis üyeleri ve tarikat lideri Mahmut Hoca’nın konut aldığı ortaya çıktı. AKP’liler ve Mahmut Hoca’nın, proje dâhilindeki konutları ilk sahiplerinin istimlâk korkusuyla elden çıkardıkları dönemde, 2007 ve 2008 yıllarında satın alıp, belediye ile sözleşme imzaladıkları anlaşıldı. Sabık İstanbul 10. Noteri Büyükkılıç’ın da iki konutu, hakkında suçlamalar ayyuka çıktığı dönemde, Temmuz-Ağustos 2008 tarihlerinde satın aldığı, basına yansıyan mal beyanında bu konutların görünmediği ortaya çıktı.

İki koca mahallenin yarısı el değiştirdi

Sulukule’de İBB, Fatih Belediyesi ve TOKİ’nin ortak yürüttüğü Neslişah ve Hatice Sultan Mahalleleri Kentsel Yenileme Projesi’ne göre geleneksel Türk mimarisine uygun, 45’i dükkan, 665 konut inşa edilecek. Sulukule olarak bilinen iki mahalledeki konutların yüzde 50’sinin, Fatih Belediye Başkan danışmanı olarak kentsel yenileme alanlarındaki istimlak çalışmalarını yürüten Mustafa Çiftçi ve bazı aracıların devreye girmesiyle el değiştirdiği bildirildi. Belediyenin Sulukule’ye ilgisi, 2004 yerel seçimlerinin ardından başladı. Belediye görevlileri, Sulukule olarak bilinen Neslişah ve Hatice Sultan mahallelerinde kentsel dönüşüm çerçevesinde kamulaştırma ve yıkım yapılacağı bilgisini yayarak tespitler yapmaya başladı.

Sivil toplum örgütleri dört ayrı dava açtı

Ardından Fatih Belediye Başkan danışmanı Mustafa Çiftçi ve bazı aracılar devreye girerek, aralarında 300 yıllık Osmanlı tapularının sahiplerinin de bulunduğu Romanlardan ellerindeki gayrimenkulleri belediye ve üçüncü kişiler adına almaya başladı. Fatih Belediyesi mevcut evlerin metrekaresine 500 lira bedel biçip üstelik bu ödemeyi de 5 yıla yayınca, üçüncü kişiler verilen fiyatın biraz üstünde gayrimenkulleri toplamaya 3 yıl boyunca devam etti.

Kirada oturan Romanlar Taşoluk’taki TOKİ konutlarına borçlandırılarak yerleştirildi, ardından Sulukule’de halen süren yıkımlar başladı. Neslişah ve Hatice Sultan Mahalleleri Kentsel Yenileme Projesi çerçevesinde TOKİ’nin 665 konut inşa edeceği açıklandı. Bu süreçte Roman vatandaşlardan ev ve arsa alanlar Sulukule 1. etapta yer alan 339 konut için sözleşmeler imzaladı. Sivil toplum örgütlerinin karşı çıktığı projeyle ilgili Fatih Belediyesi’nde CHP grubu ve bazı AKP’li meclis üyeleri, “rantsal dönüşüm var” itirazında bulundu. Projenin iptali için İstabul Mimarlar Odası, Şehir Plancılar Odası ve bir sivil toplum örgütü tarafından 4 ayrı dava açıldı.

Ret oyu verenler disiplinde uyarıldı

AKP’li meclis üyeleri Sibel Musaoğlu, Cemal Merdan, Kadir Özdemir projeye ret oyu verince grup kararına aykırı davranmaktan disipline verilip uyarıldı. AKP’ Fatih kurucu üyesi Recep Karaoğlu Sulukule 1. etaptan açık adıyla konut alınca “etik değil” denilerek ihraç edilmek istendi, istifa etti. Karaoğlu istifa mektubunda, her vatandaş gibi mülk edinme hakkı bulunduğunu belirterek, istifa için baskı yapan AKP Fatih ilçe başkanı ile Sulukule projesinde yer aldığını öne sürdüğü partilileri de aynı şekilde istifaya çağırdı.

’Onlar cahil, siz kurnazsınız’

Geçen ay AKP’den istifa eden Fatih Belediye meclis üyesi Yakup Karoğlu, meclis tutanaklarına da geçen konuşmasında Sulukule projesiyle ilgili şunları söyledi:

“Fatih’te pek çok proje baştan sona gizli yapıldı. Sulukule bunlardan biri. Hiçbirimizin haberi olmadı. Belediye başkanı Sulukule ile ilgili bir sunum yaptı; işte yüzde 1’i çalgıcı, zurnacı, yüzde 47’si ilkokul mezunu bile değil dediler. Cahil insanlar demek istiyor. Doğrudur o insanlar sizin nezrinizde cahil ama siz de çok kurnazsınız. Kentsel dönüşümün seyrine baktığımızda, bölgedeki hak sahiplerinin yüzde 50’si el değiştirmiş, Sulukule rant kapısı olmuştur. Endişem şu; yarın oralarda meskenler yapılacak, kimler oturacak, beddualar alacığız. Başkaları da diyecek ki ’falan şahıs da bakın orada oturuyor, Allah belasını versin’ diyecek.”

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11232807.asp

http://aksam.medyator.com/2009/03/19/haber/guncel/1811/index.html

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=926779&Date=18.03.2009&CategoryID=77

25 Mart 2009

Hürriyet’te Manşet: Sulukule’den Taşoluk’a giden Romanlar Zor Durumda

Ali DAĞLAR’ın haberiyle;

Sulukule’yi kurtarma projesi çerçevesinde Roman vatandaşlar için Taşoluk’ta TOKİ tarafından toplu konut yapıldı. 300 Roman aileye kurayla dağıtılan konutlarda bugün sadece 27 aile yaşıyor. Diğerleri ise doğalgaz, elektrik, su ve kapıcı ücretlerini ödeyemediği için lüks konutları yok pahasına satıp eski mahallesine dönüyor. Roman vatandaşlar, durumlarını anlatan bir de şarkı besteledi: ’Rak rak raki, yaktın bizi TOKİ…”
SULUKULE sakini Romanların yerleştirildiği Taşolukta’ki TOKİ evleri de rantın kurbanı oldu. Sulukule’den 300 Roman ailenin 15 yıl borçlandırılarak yerleştirildiği Taşoluk’taki TOKİ evleri, ödenemeyen taksit ve borçlar yüzünden altı ayda boşaldı. Birikmiş taksitler, doğalgaz abone ücreti, elektrik, su ve kapıcı ücretlerini ödeyemedikleri için icra kıskacına giren Romanlar haklarını 3 bin ile 35 bin lira arasında fiyatlarla devredip Taşoluk’u terkediyor. TOKİ evlerinde sadece 27 roman aile kaldı.

Farklı sözleşme

TOKİ’nin diğer sözleşmelerine standart olarak koyduğu, devir şartını bir yıl ikámete bağlayan maddeyi, Romanlarla yaptığı sözleşmede kaldırıp ucuz devirlerin yolunu açtığı da ortaya çıktı. Mahalledeki çevrelerini kaybeden, işsizlik nedeniyle açlık sınırında yaşayan Romanlardan F.A., “Buraya fakir diye getirdiler, zengin muamelesi yapıyorlar. Borçlarımızı ödeyemedik, icra geldi. Hacze gelip eşyamızı götürürler diye hafta içi Fatih’e kaçıyoruz. Hafta sonu geliyoruz. Sulukule’nin sayfiyesi oldu burası” diyor. Bir başka kadın, “Sulukule Paris’ti, burası kapalı mapusane, sinir hastası olduk, yavaş yavaş ölüyoruz” diye feryat ediyor. Öyle ki, Sulukule Roman Orkestrası TOKİ adlı şarkı bile yazmış: “Rak rak raki, yaktın bizi TOKİ” diye başlıyan ve “Mahallemden kopardın, vicdansız TOKİ” diye biten bir şarkı bu.

200 aile devretti

TOKİ dar gelirliler için yeni ilçe Arnavutköy’ün Taşoluk beldesine iki kilometre mesafede 1402 konut yaptı ve inşaatlar 2008’de bitti. Konutlardan 450’si Sulukule’deki yerlerinden olan kiracı Romanlara ayrıldı. Kurayla belirlenen yaklaşık 300 Roman aile, aylık 280-425 lira taksitlerle 15 yıl vadeli borçlandı ve konut sahibi oldu. Fatih Belediyesi, Romanlar için sabah saat 07.00’da Taşoluk, akşam saat 20.00’de Fatih’ten dönüş olmak üzere bir otobüsü servise koydu. Taşoluk’ta ikámet eden Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği Başkanı Şükrü Pündük, “Sulukule’deki iç avlulu sistemden betonarme binalara sürülen vatandaşlarım, orada komşularıyla iç içe yaşıyordu. Aileleri ayakta tutan, sosyal yardımlaşmanın yüksek olduğu bir mahalle hayatımız vardı” diyor.
TOKİ’nin Roman vatandaşlarla yaptığı sözleşmelerde diğer projelerden farklı bir detay var. Diğer sözleşmelerde devir şartını bir yıl ikamete bağlayan TOKİ, Romanlarla yaptığı sözleşmeden bu maddeyi çıkarmış.
Ailelerin Taşoluk’a gelişi altı ay öncesine dayanıyor. 300 aileden sadece 100’ü konutlara gelmiş, pek çoğu birkaç aylık ikámetten sonra, evini satarak terketmiş bölgeyi. 200 aile ise hiç yerleşmeden ilk günlerde üç binden başlayan, şimdi 35 bin liraya ulaşan hava paralarıyla konutları devretmiş. Sadece 27 aile kalmış, onlar da birikmiş borçların ve icra takiplerinin tazyikiyle konutlara müşteri arıyor.

Uyum sorunu bitmiyor

Konutlara iki kilometre mesafede tek doktorlu bir sağlık ocağı var. Gece kapalı olduğu için hastalar beş kilometre ötedeki Arnavutköy’e götürülüyor. Bir eczane var, o da belde merkezinde. Sitede tek market var, veresiye yok. Vatandaşlar yiyeceklerini dışarıdan getiriyor. Her konutta TOKİ elemanı bir kapıcı var, daire başı aylık 35 lira aidat ödeniyor. Tek sosyal ortam, Sulukule’de de kahvecilik yapan Roman vatandaş Göksel Küçükatasayan’ın açtığı kıraathane. Ama o da hafta sonu olmasına rağmen boş. Atasayan dertli, “İş yapamıyorum, borç gırtlağa kadar, mecbur gideceğiz buralardan” diyor. Lise yok, ilköğretim okuluna iki ay gecikmeyle başlamak zorunda kalan çocukların uyum sorunu var. Bir kısmı programda ilerleme olduğu için okula alınmamış.

Ölümüze para istediler

Burada sağlık ocağı yok, iki kilometre ötede var. Birkaç ay önce babam Necdet Tokay rahatsızlandı. Kalp kriziydi sanırım. Gece apar topar sağlık ocağına götürdük. Gece olduğu için kapalı. Oradan Arnavutköy’e taşıdık. Orada da bir tek hastane var, o da özel. Orada daha müdahale edemeden babam vefat etti. Bir de 250 lira istediler. Ölüye para istediler. Cenazeyi vermediler.

TOKİ ŞARKISI
Rak rak raki

Yaktın bizi TOKİ

Evimden ayırdın

Yuvamdan ayırdın

Yıktın bizi TOKİ

Rak rak raki

Yaktın bizi TOKİ

Karıdan ayırdın

Mahallemden kopardın

Vicdansız TOKİ

http://www.istanbulburda.com/Rak-rak-raki,-yaktin-bizi-TOKI-16076

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11282561.asp

08 Haziran 2009

“TOKİ Başkanı Sulukule’ye Ağladı.”

Bayraktar’ın “Sulukule için ağladım” sözlerine Sulukuleliler ” ‘Gecekondulaşma fuhuşun, kumarın, uyuşturucunun yuvasıdır’ diyen birinin Sulukule yıkıldıktan sonra ağlamış olabileceğine inanmıyoruz” dediler.

Sulukule’nin yıkımının ardından ağladığını söyleyen Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Erdoğan Bayraktar’ın, “Bizim hiç para almadan verdiğimiz konutları sattılar. Parasını da 15-20 gün içinde yediler. Nereye harcadıkları belli… Sonra da yapmadıklarını bırakmadılar” sözlerine Sulukuleliler tepki gösterdi.

Sulukule Platformu’ndan Hacer Foggo, “Her nedense her şey bittikten Sulukule dümdüz, tarla gibi olduktan sonra ağlıyorlar. Sarf ettiği sözlerden Sulukuleliler için ağlamadığı anlaşılıyor” dedi.

TBMM KİT Komisyonu’nda konuşan Bayraktar’ın, Sulukule’ye ilişkin, “Bütün sivil toplum kuruluşları ayağa kalktı; ‘Siz bir kültürü yok ediyorsunuz, insanları yerinden ediyorsunuz’ diye. Ben gece ağladım. Brüksel’de bile Sulukule olayını devlet temsilcilerinin önüne koydular” sözlerini Sulukuleliler inandırıcı bulmadı.

Sulukule Roman Kültürü Geliştirme ve Dayanışma Derneği Başkanı Şükrü Pündük, “Bizden ‘gecekondularda yaşayan esmer vatandaşlar’ diye bahseden, ‘Gecekondulaşma fuhuşun, kumarın, uyuşturucunun yuvasıdır’ diyen birinin Sulukule yıkıldıktan sonra ağlamış olabileceğine inanmıyorum” dedi.

“Satmayıp ne yapacaktık?”

Evleri masrafları karşılayamadıkları ve yakın yerlerde iş bulamadıkları için sattıklarını anlatan Pündük, “Taşoluk’ta bana çıkan evin aylık kirası 450 TL. Dairedeki merkezi sistem doğalgaz için her ay 300 TL ödemem gerekiyor. Evler, İstanbul’un40 kmdışında. Bir de yol parası veriyoruz. Bu masrafları karşılayamayacağını, burada aç kalacağını bilen herkes tabi sattı evlerini. Satmayıp ne yapacaktık? Buraya 337 aile taşınmıştı, şimdi sadece 25 aile kaldık. Bu 25 aile de evleri satabilirse buradan gitmek istiyor” diye konuştu.

Sulukule Roman Orkestrası solisti Erdoğan Dalkıran ise, “Buradaki insanları ne sanıyorlar? Biz kime ne yapmışız? Ben doğma büyüme İstanbul çocuğuyum. İstanbul’un her tarafında her çeşit insan var. Bayraktar ağlamış, yazık olmuş Bayraktar’a, hiç inanmıyorum ama…” diye tepki gösterdi.

TOKİ’nin sözleşmelerinin hiçbirinde yer almayan, ödemeleri devam eden evlerin devredilebileceğine ilişkin maddenin, TOKİ’nin Sulukulelilerle yaptığı sözleşmelerde yer aldığını savunan Foggo, şunları söyledi:

“Sulukulelilere Taşoluk’ta  verilen dairelerin aylık taksitleri 275-475 TL arasında değişiyor. Buna, bir de 300 TL’lik sabit doğalgaz gideri ve aidat gibi masraflar ekleniyor. TOKİ burada araştırmalar yaptırdı. Burada yaşayan insanların hepsinin gelirinin 500 TL’nin altında olduğunu, bu masrafları karşılayamayıp, evleri satacaklarını gayet iyi biliyordu. Bu maddenin sözleşmelerde yer alması da bunu gösteriyor.”

Sulukule’deki yıkım yapılan yerlerdeki arazileri AKP’ye yakın kişilerin aldığına ilişkin haberleri anımsatan Foggo, “Sulukule’deki evleri hangi rantçılar satın aldıysa, Taşoluk’taki evleri de onlar satın alacak. TOKİ ve belediye, işbirliğiyle böyle bir borsayı oluşturdu. İnşaatlar bittikten sonra, buralara kimlerin yerleşeceğini göreceğiz. Herhalde gece rüyalarında darbuka sesleri duyarlar” dedi.

(AGS/EZÖ) Ayşe Gökçe SUSAM İstanbul – BİA Haber Merkezi

29 Ağustos 2009

Sulukule Roman Kültürü Derneği Başkanı Şükrü Pündük “2010’da İstanbul’u temsil ederiz.”

TOKİ’nin sivil toplum örgütleriyle mutabakata vararak mahalleye dönüşün önünü açarsa örnek bir adım atacağını belirten Sulukule Roman Kültürü Derneği Başkanı Şükrü Pündük: İlk görüşmede alternatif bir proje yapmamız istendi. Bir ay içinde biz hazırladık. Şimdi biz onlardan haber bekliyoruz. Projeyi TOKİ’ye götüreceğiz. 400 ailenin buraya dönmesi için her şeyi yapacağız. Anaokulları çocuk, kadın atölyeleri yaparak Sulukule’yi eğlence ve alışveriş merkezini yaparak buradaki insanların maddi sıkıntılarını çözecek bir ortam hazırlayacağız. Eğer bunları gerçekleştirebilirsek 2010’da İstanbul’u en iyi şekilde teslim ederiz.

10 Eylül 2009

TOKİ tarafından inşaat işi ihalesi yapıldı.

İhaleyi 62 milyon 675 bin TL bedelle kazanan Öz-Kar İnşaat Ticaret Sanayi AŞ ile 2 Ekim 2009 tarihinde sözleşme imzalandı. Sözleşme kapsamında şirketin 577 konut, ticari birimler, sığınak ve otopark yapılacak.

2 Ekim 2009

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri 2 Ekim 2009 da yayınladığı Türkiye raporunda Sulukule’ye geniş yer verildi.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg, 28 Haziran – 3 Temmuz 2009 tarihlerinde İstanbul, İzmir ve Ankara’ya yaptığı ziyaretin ardından hazırladığı iki raporu dün yayınladı. Hammarberg, mülteci ve azınlık hakları konularını ele aldığı raporlarda Türkiye’ye çeşitli tavsiyelerde bulundu. Türkiye’de yaşayan Romanların marjinalleştirildiğini (sıradışılaştırıldığını) savunan Hammarberg, Romanların polis kuvvetleri tarafından kötü muamele gördüklerini kaydetti. Türk yetkilileri ayrımcılığa maruz kalan Romanlarla ilgili etkili önlemler almaya davet eden Hammarberg, Türkiye’deki temasları sırasında Sulukule’de Roman vatandaşları ziyaret etmişti.

Türkiye’deki Romanların toplumsal marjinalleştirilmelerine, elverişli konut hakkı, istihdam, sağlık hizmetleri ve sosyal yardım gibi bazı sosyal ve medeni haklardan etkin bir şekilde istifade edememelerine ve polis ile devlet-dışı aktörlerden gördükleri şiddete kaygıyla dikkat çeken Thomas Hammarberg, Türkiye’nin tutarlı, kapsayıcı ve elverişli mali kaynaklarla desteklenmiş yerel ve ulusal düzeylerde kısa ve uzun vadeli eylem planları vasıtasıyla, Romanlara karşı yasal ve sosyal ayrımcılıkla mücadelede Avrupa Konseyi standartlarında politikalar benimsemesini ve vakit geçirmeden uygulamaya koymasını tavsiye etti. Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki Roman halkının, aileleri ve çocukları da dahil olmak üzere, özellikle kentsel yenileme projeleri bağlamında yerlerinden çıkartılmalarından çok endişe duyduğunu sözlerine ekleyen Komiser, tarihi Sulukule bölgesindeki ev yıkımları, zorla tahliyeler ve ev boşaltmalara özellikle dikkat çekti. Kültürel mirasın etkin bir şekilde saygı görmesi ve korunması, kentsel yenileme yasalarının ve uygulamalarının gözden geçirilmesi ve Kültürel Mirasın Toplum Değeri üzerine 2005 Avrupa Konseyi Çerçeve Antlaşmasını vakit geçirmeden onaylamaları için ulusal ve yerel otoriteleri teşvik etti.
Hammarberg’in özel ilgi ve endişe ile takip ettiği sorunlardan biri de 2005 kentsel yenileme yasasının dikkat çekecek bir şekilde ülkenin birkaç yerinde ve özellikle İstanbul’da Romanların elverişli konut hakkı ile kültürel mirasları üzerine olan etkileri.
Uzman Roman kuruluşlarının raporları, bu kanun ile uygulan kentsel dönüşüm planlarının “bütün Türkiye’de Roman mahallelerinin toplu yıkımına ve yerlerinin boşaltılmasına sebep olduğunu” gözler önüne seriyor. 5366 sayılı yasanın Tarihi Yarımada’daki uygulamaları hakkında önemli kaygılar, UNESCO Dünya Kültürel Miras Komitesi tarafından da belirtilmişti.
Hammarberg, Kağıthane ve Küçükbakkalköy mahallelerinde Ağustos ve Temmuz 2006’da sabahın erken saatlerinde polis kuvvetlerince gerçekleştirilen ve mahallelilerin zorla evlerinden tahliyeleri ve evlerinin yıkılması ile sonuçlanan olayları gösteren raporlardan özellikle etkilendiğini ifade etti ve “Yıkım, aile orada yokken gerçekleşmiş ve önceden bilgilendirme yapılmamıştır. Belirtildiğine göre daha sonra Fatih Belediyesi ev sakinlerinden yıkım için özür dilemiştir” dedi. Fatih Belediye yetkililerinin 13 Mart 2008’de İstanbul Sulukule mahallesinde yıktıkları 7 ev hakkında da bilgi aldığını ve kaygı duyduğunu belirten Hammarberg şöyle devam etti, “Bildirildiğine göre bu evlerin iki tanesinde halen oturmakta olan kiracılar vardır ve kendilerine 31 Mart’a kadar evlerini boşaltma süresi verilmiştir. Böylece 15 yetişkin ve 7 çocuktan oluşan 3 Roman ailesi evsiz bırakılmıştır ve başka bir alternatif de görülmemektedir.”
Haziran ayında, Hammarberg’in İstanbul’da olduğu süre içinde bir başka zorla tahliyeden daha haberdar olduğunu ifade eden raporda; “Aynı yerde 25 Mayıs’ta 20 Roman ailesi tahliye edilmiştir. Roman temsilciler, ailelere evlerini boşaltmaları için sadece 12 saat verildiğini belirtmişlerdir. Ailede yaşlı insanlar ve 7 günlük bir bebek vardır ve polis yardımı ile evden çıkartılmışlardır. İddialara göre birçoğu bir hafta evsiz kalmıştır. Komiserin karşılaştığı Romanlardan biri 58 yaşında yaşlı bir adamdı ve Sulukule’deki yıkımlardan sonra evsiz kalmıştı. Yetkililerin her aileye bir kereye mahsus 500 TL maddi yardım yaptığı, ancak yetkililerle konut tahsisi üzerine herhangi bir anlaşmaya varılamadığı ileri sürülmüştür” denildi.
Bu şekilde zorla tahliyelerin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin insan onurunu rencide edici işlemler hakkındaki 3. maddesi ile birlikte herkesin aile ve özel yaşamına saygı duyulmasını içeren 8. maddesi karşısında ciddi sorunlara yol açabileceğine dikkat çeken Komiser, “Sözleşme sadece devletlerin insan haklarına karşı keyfi uygulamalardan sakınmasını değil, aynı zamanda devletlerin bu hakların etkin kullanımını geliştirecek önlemler almalarını da mecbur eder” dedi.
Komiser, İstanbul Sulukule örneğindeki gibi uzun geçmişli Roman yerleşimlerini etkileyen kentsel dönüşüm projeleri için tüm uzman yetkilileri ilerde yapılabilecek yıkımlar karşısında hemen tedbir almaları konusunda uyardı.

Bu amaçla 5366 sayılı yasanın ve uygulanmasının yerel yetkililerce acilen gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Komiser, “Böylece tarihsel alanların korunması amacı arsa sağlanmasının üzerinde önem kazanacaktır. Türkiye, UNESCO Dünya Mirası Komitesi’nin tavsiyelerine etkinlik kazandırmalıdır. Türkiye 2005 Avrupa Konseyi Çerçeve Anlaşması’nı mecliste bekletmeden onaylamaya ve anlaşma şartlarına uymaya davet edilir” dedi.
http://www.yapi.com.tr/Haberler/avrupa-konseyi-romanlar-marjinallestiriliyor_72911.html

İngilizce orijinal metni okumak için kaynak:

https://wcd.coe.int/wcd/ViewDoc.jsp?id=1511197&Site=CommDH&BackColorInternet=FEC65B&BackColorIntranet=
FEC65B&BackColorLogged=FFC679

 

18 Ekim 2009

AB İlerleme Raporu’nda ve BM AGFE Raporu’nda SulukuleBirleşmiş Milletler (BM)-HABITAT Genel Başkanlığı’na bağlı, “Zorla Tahliyeler konusunda Danışmanlar Kurulu” (AGFE), Türkiye’de barınma hakkını koruma altına alacak uygun çözümler bulunana kadar, zorla tahliyelerin ve yıkımların durdurulması istedi.

Raporun, BM Teknik Komitesi tarafından kabul edilmiş ilk rapor olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan AGFE Başkanı Prof. Yves Cabannes, çalışmanın İstanbul’daki zorla tahliyelerin bağlamını ortaya koyduğunu ve TOKİ ile belediyelerin tahliyelerdeki rolüne değindiğini belirtti.

İstanbul’da zorla tahliyeler yapılmaktadır”
Cabannes, raporda yer alan en önemli bulgunun, “İstanbul’da zorla tahliyelerin gerçekleştirildiği” olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:

“Türkiye hükümetinin, 1996 yılında imzalanan Habitat gündemine uymadığını gördük. Burada yapılanlar ülke hukukuna uygun, fakat insan haklarına aykırı. İstanbul’daki modernleşme süreci, UNESCO ve AİHM’in olmasını istediği modernleşme sürecine aykırı. Bu süreç insanların yaşadıkları yerlerden edilmesiyle sonuçlanıyor. Dolayısıyla ulusal barında konusundaki hukuki standartlar Avrupa standartlarına yükseltilmeli.”

 

Öneriler
Yerinde iyileştirmenin mümkün olduğunun altını çizen Cabannes, tahliyelerin boyutunu ve ziyaretin kısalığını göz önüne alarak BM’e daha geniş çaplı bir araştırma yapmayı önerdiklerini söyleyerek, raporda yer alan on beş öneriden acilen uygulanması gerekenleri şöyle sıraladı:
“İlk olarak, Türkiye’de barınma hakkını koruma altına alacak uygun çözümler bulunana kadar, zorla tahliyelerin ve yıkımların durdurulmasını ve büyük oranda görünmez olan zorla tahliye ve yıkım sürecinin görünür kılınmasını öneriyoruz.”
Ayrıca Cabannes, TOKİ’ye geniş yetkiler tanıyan 5366 ve 5393 sayılı yasaların değiştirilmesi gerektiğini dile getirerek, bu yasaların yolunu açtığı kentsel dönüşüm projeleri aracılığıyla Romanlar, Kürtler gibi etnik azınlıkları ve kiracıları hedef alan yıkımların öncelikli olarak durdurulmasının önemini vurguladı.

“Sulukule yıkılmış olabilir, ama insanlar hala orada yaşıyor” diyen Cabannes, raporda sıralanan pek çok nedenden dolayı Sulukule’ye öncelik tanınması gerektiğini bildirdi.

“Bürokrasi yavaş, ama sizin probleminiz acil!”
AGFE İstanbul Misyonu Üyesi Arif Hasan ise “Biz raporu hazırladık, BM’ye teslim ettik, BM raporu kabul etti. Bürokrasi çok yavaş, ama sizin probleminiz acil” diye konuştu.
Böyle durumlarda birlikte etmenin önemine vurgu yapan Hasan, mahallenin kendisini belgelemesini; yani o mahalleye devletin yaptığı yatırımları, mahallelinin yaptığı yatırımları, o mahallenin tarihini, nerede kimlerin yaşadığını ve mahalledeki toprakların değerini kağıda dökmesini yapılması gereken işlerden biri olarak sayarak, ancak bunların görünür kılınması halinde devletin ve medyanın bu bölgelere dair algısının değişebileceğini belirtti.

Hasan, yıkım ve zorla tahliye sürecinde entelektüel insanların mahalleliyi yönlendirdiği takdirde olumlu sonuçlar alınacağını ifade ederek, “Eğer mahalleli sizi yönlendirirse kaybedersiniz!” dedi.

Raporun Türkçe Kanağı:

http://www.mimarizm.com/Diger/YaziciyaGonder.aspx?Type=Haber&ID=49767

26 Kasım 2009

Kentsel Yenileme Projesi kapsamında Sulukule’de başlayan yıkımlar tamamlandı. Geride, TOKİ’nin Gaziosmanpaşa’daki evlerinde yapamayıp geri dönen ve yıkıntılar arasında yaşamaya devam eden birkaç Roman kaldı.

http://www.milliyet.com.tr/Guncel/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&KategoriID=24&ArticleID=1166544&Date=26.11.2009&b=Sulukule

10 Aralık 2009

Tartışmalara neden olan Sulukule’de, ihaleyi kazanan Özkar Group inşaata başlıyor. Proje kapsamında Sulukule’de 165 blokta 75, 100 ve 120 metrekarelik 577 konut yapılacak.

21 Ocak 2010

Kentsel dönüşüm projesi gerekçesiyle yıkılan Fatih’teki Neslişah ve Hatice Sultan mahallelerinde (Sulukule) bilimsel kazı yapılması kararı alındı.

Sulukule bilim adamlarına emanet

HaberVs, geçen hafta yayınladığı haberde İstanbul Tarihi Yarımada’nın batı sınırında yer alan Sulukule’de arkeolojik kazı yapılması zorunluluğunu gündeme getirmişti (Sulukule’nin altı). Çünkü Tarihi Yarımada, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 17 Haziran 1995 tarihli kararıyla tarihi ve kültürel sit alanı ilan edilmişti.

Bölgede inşaat izni ancak, binlerce yıldır yerleşim gören bu alandaki kültür varlıklarının tespit edilmesi ve muhafaza edilmesi gerekli olanların korunması koşuluyla verilebilirdi.
Haberin yayına girdiği gün söz konusu alanda arkeolojik kazı yapılmasına dair hazırlıkların yürütüldüğünü öğrendik. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdür Vekili Zeynep Kızıltan bu bilgiyi doğruladı:
‘Henüz nihai proje ortaya çıkmış değil, avan proje üzerinde çalışıyoruz. Ancak bölgeden sorumlu Yenileme Kurulu (Koruma Kurulu) arkeolojik kazı yapılması yönünde kararını bildirdi. Biz de projede yapılan düzenlemeleri ada ada, parsel parsel kontrol ediyoruz. Bu birimlere dair dosyaların tamamlanmasını bekliyoruz. Kurul, söz konusu alanın tümünde kazı yapılmasını karara bağlar ise araştırma çalışmalarımızı buna göre düzenleriz.’

Sulukule’de -yasalar gereği- bilimsel araştırma yapılması işlemi, Fatih Belediyesi Etüt ve Proje Dairesi Başkanlığı’nın Yenileme Kurulu’na başvurusuyla başladı. Nihai projenin kurul tarafından onaylanmasıyla birlikte İstanbul Arkeoloji Müzeleri Başkanlığı, kazı izni için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvuracak ve inşaatı yürütecek firmayla (Özkar İnşaat) protokol imzalamayacak.
İhaleyi alan firma endişeli

Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) inşaat ihalesini Eylül 2009 sonunda kazanan ve 6 Ekim itibarıyla alanı devralan Özkar İnşaat, gelişmeleri yakından takip ediyor. İnşaat alanını sac bariyerlerle çevreleyen ve alana konteynırlarını yerleştiren firma, araştırma projesinin takviminin belli olması için belediye, müze ve kurulla görüşmelerini sürdürüyor. Ulaştığımız bir firma yetkilisi, gecikmeden duyduğu endişeyi şu sözlerle dile getiriyor: ‘Kentsel dönüşüm projesi yıllardır devam etmesine rağmen biz ihaleyi alana kadar arkeolojik araştırma için hiçbir adım atılmamış. Şimdi hepsini biz yapmak ve sonuçlandırmak durumundayız.
Arkeologları neler bekliyor?

Şüphesiz Sulukule için alınan bilimsel araştırma kararı, İstanbul ve dünya tarihi önemli bir fırsat. Çünkü tarihi boyunca dünyanın en büyük yerleşimlerinden biri olan ve yoğun yerleşime sahne olan Tarihi Yarımada’da gerçekleşecek en büyük kazılardan birine şans tanıyor. Bugüne kadar gerçekleşen kısıtlı sayıdaki yüzey araştırması, Sulukule’nin toprak altında neler sakladığını anlamak için yeterli değildi. Yakın zamanda başlaması umulan araştırma, kent tarihinin karanlık köşelerine de ışık tutabilecek.

İÜ Bizans Sanatı ABD Öğretim Üyesi Engin Akyürek, HaberVs mikrofonlarına şunları söylemişti:
‘Sur içinde (Tarihi Yarımada) herhangi bir yerde toprak altında buluntu olmaması çok uzak bir ihtimal. Sulukule’nin hemen kuzeyinde bugün Kariye Müzesi olarak isimlendirilen Khora Manastırı var. Günümüze sadece kilise kısmı ulaştı ama aslında bu manastır geniş bir yapılar topluluğudur. Yine Kariye’nin kuzeyinde, Tekfur Sarayı olarak bilinen ve Ortaçağ’da Bizans imparatorları tarafından kullanılan Blakhernai Sarayı’na ait yapılar mevcut. Her iki yapı grubunun da Sulukule’de devam ediyor olması olası. Yerini kesin olarak belirleyemesek de o bölgede önemli yapılar olduğu biliniyor.’

Buzdağının görünen yüzü?

Diğer taraftan Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi 13 Ocak’ta yayınladığı ‘Sulukule’de Yenileme Projesi ve Arkeolojik Kalıntılar’ başlıklı duyuruda, alandaki hafriyat arasında olasılıkla Bizans dönemine tarihlenen kültür varlıklarının bulunduğuna dikkat çekiyordu. Buluntular dozer kepçeleri tarafından tahrip edilmişti.

Marmaray Projesi sayesinde son beş yılda Tarihi Yarımada’da, İstanbul’da bugüne kadar gerçekleştirilen en kapsamlı kent içi arkeolojik araştırmalar yapıldı. Başta Yenikapı olmak üzere bu ‘zorunlu’ kazılar, İstanbul ve dünya tarihine somut katkılarda bulundu.
Görünen o ki Sulukule’de -kentsel dönüşüm projesini yürütenleri olmasa da- arkeolog ve tarihçileri renkli günler bekliyor.
Yazı: Gökhan Tan (http://www.habervesaire.com/haber/1712/)

Sulukule’nin Altı başlıklı haber:

http://www.kesfetmekicinbak.com/arkeoloji/09345/
Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi: Sulukule’de Yenileme Projesi ve Arkeolojik Kalıntılar

http://www.kesfetmekicinbak.com/arkeoloji/09349/

24 Şubat 2010

Konaklama tesisi ve ticaret merkezinin yapımına ilişkin 24 Şubatta yapılan ikinci ihaleyi de 7 milyon 960 bin TL’ye alan Öz-Kar İnşaat aldı, 18 Mart 2010 tarihinde sözleşme imzalayarak işe başladı.

7 Mayıs 2010

Arkeolojik Kazı Alanında Temel Atma Töreni

BASIN DUYURUSU
Fatih Belediyesi, bugün Sulukule yenileme projesinin temel atma törenini gerçekleştirecek. Başkan Mustafa Demir, dün, basına duyurduğu açıklamasında, projenin tüm aşamalarının Anıtlar Kurulu’ndan geçtiğini söyledi ve “kazılar arkeolog gözetiminde elle yapıldı” dedi.
Ama Mustafa Demir, yanlış daha doğrusu yalan fiil çekimi kullandı: “Yapıldı” değil, “yapılıyor” demeliydi. Çünkü, Sulukule’de arkeolojik kazı, Sulukule Platformu’nun ve ilgili uzmanların girişimleri sayesine kısa bir süre önce başladı ve halen sürüyor.
Daha da önemlisi, Koruma Kurulu’nun 18.2.2010 tarihli kararı, bölgede arkeolojik kalıntıların tespiti için Arkeoloji Müzesi denetiminde jeo-radar manyetik tarama yapılmasını, sonuçların ivedilikle Kurul’a iletilmesini öngörüyor ve sonuçlar Kurul tarafından değerlendirilinceye kadar “alanda yapılaşmaya yönelik herhangi bir fiziki müdahalede bulunulmamasına karar verilmiştir” deniyor. (ekte)
Açık ve sarih… Kazı ve manyetik taramayı yapmakla yükümlü Arkeoloji Müzesi’nden Kurul’a sonuç raporu gitmeden ve bu rapor Kurul tarafından değerlendirilip bir karara varılmadan Sulukule’de, inşaat, temel kazma ve hatta moloz taşıması bile yapılamaz. Oysa Fatih Belediye’si, dünkü açıklamasında, göğsünü gere gere hepsini de yaptığını itiraf ediyor: Molozları 6 aydır taşıdığını, inşaatın başladığını ve bugün temel atılacağını duyuruyor.

Sulukule’de kısa bir süre önce başlayan elle kazı halen ilk aşamalarında ve daha epey sürecek gibi. Çünkü, üç imparatorluk için de önemli bir konuma sahip bu alanda daha şimdiden bazı kalıntılara ulaşıldı bile… Kurul’un karara bağladıgı jeo-radar manyetik tarama ise henüz hiç başlamadı. O halde Mustafa Demir nereye koşuyor?
Bu aşamada, Koruma Kurulu kararı belli olana kadar, ne TOKI’den ihaleyle inşaatı üstlenen şirketin, ne de Fatih Belediyesi’nin alanda en ufak bir şeyi oynatmaya hakkı var. Fatih Belediyesi’ni bir kez daha, yasal kararlara uymaya ve yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz.
SULUKULE PLATFORMU

adına
Viki Çiprut *
Konu ile ilgili uzman görüşleri:

Prof. Mehmet Özdoğan *

Necmi Karul, Arkeologlar Dernegi Bşk. *

Mücella Yapıcı, Mimarlar Odası İstanbul Şubesi*

Derya Nüket Özer, Sanat Tarihçisi, Yeditepe Ünv. *

http://sulukulegunlugu.blogspot.com/2010/05/arkeolojik-kaz-alannda-temel-atma.html

*  (netteki metnin aslında adı geçen uzmanların telefon numaraları verilmiştir her türlü görüşme için, fakat kişilik hakları sebebiyle yayınlamıyorum.)

11 Mayıs 2010

Temel Atma Töreni ile ilgili Savcılığa Suç Duyurusu

Basın MensuplarıTMMOB Mimarlar Odası Istanbul Büyükkent Şubesi, Sulukule’de Fatih Belediye Başkanı tarafından düzenlenen temel atma töreni ve başlatılan inşaat çalışmalarıyla ilgili Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuştur.

ŞÜPHELİ :

1) Mustafa Demir (Fatih Belediye Başkanı)Fatih Belediyesiİstanbul

2) Erdoğan Bayraktar (Toplu Konut İdaresi Başkanı)Toplu Konut İdaresi BaşkanlığıAnkara

2) Kimliği Bilinmeyen Diğer Şüpheliler

KONU 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunun 65 inci maddesi ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 257 inci maddesine aykırı eylemleri nedeni ile şüpheliler hakkında kamu davası açılması istemidir.

AÇIKLAMALAR :Müvekkil Oda’nın 13.02.2010 gün 2010.0617713 sayılı yazısı ile “Sulukule” olarak anılan bölgede yapılan uygulamalarla ..”arkeolojik dokunun göz ardı edilerek yapılacak çalışmaların telafisi mümkün olmayan kayıplara neden olacağı…” Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na bildirilmiştir.

Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 31.03.2010 gün ve 461 sayılı yazısı (Ek 2) ve yazı ekinde sunulan 18.02.2010 gün ve 1304 Karar sayılı kurul kararı ila müvekkil Oda’nı yazısına yanıt verilmiştir.Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 18.02.2010 gün ve 1304 Karar sayılı kararında yer alan şu hükümler suç duyurusuna konu olay açısından özel olarak önemlidir:· “Alanda bulunan moloz yığınlarının İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü denetiminde kaldırılmasına;· … 15.10.2009 gün 976 sayılı kararı doğrultusunda alanda önerilen otopark ve sığınak sınırları içerisinde arkeolojik kalıntıların tespitine yönelik geo-radar manyetik taramaların yapılarak sonuçlarının uygulama öncesinde ivedilikle Kurulumuza iletilmesine;· Alanın hassasiyeti nedeniyle tüm bu işlemlerde ilgili idarelerin eşgüdümlü olarak çalışmalarını sürdürmelerine;· Geo-radar manyetik taramalarının sonuçları Kurulumuzca değerlendirilinceye kadar alanda yapılaşmaya yönelik herhangi bir fiziki müdahalede bulunulmamasına…”06.05.2010 tarihinde Fatih Belediye Başkanlığı ve Toplu Konut İdaresi tarafından gerçekleştirilen “Temel Atma Töreni” sırasında gerek bölgede bulunanlar gerekse de basın mensupları tarafından kültürel mirasımızın önemli bir parçası olan İstanbul İli, Fatih ilçesi 2484 ada, 2489 ada, 2490 ada, 2492 ada, 2493 ada, 2492 ada, 2495 ada, 2497 ada, 2498 ada, 2499 ada, 2525 ada, 2524 adada bulunan arkelojik değeri bulunan materyallerin zarar gördüğüne tanık olmuşlar ve bu durum ekte sunulan fotoğraflarla belgelenmiştir.

Diğer bir söyleyişle, dilekçemizde anılan kamu görevlileri açıkça Koruma Kurulu kararına aykırı davranarak tarihi ve kültürel mirasımızın önemli örneklerine zarar vermişlerdir.Dilekçemizin sunulduğu tarih itibari ile de anılan işlem ve eylemler (tüm uyarılara ve kamuoyu tepkisine) karşı sürmektedirYukarıda açıklanan gerekçelerle 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunun 65 inci maddesi ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 257 inci maddesine aykırı eylemleri nedeni ile şüpheliler hakkında kamu davası açılması isteminde bulunmak zorunlu olmuştur.SONUÇ VE İSTEM 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunun 65 inci maddesi ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 257 inci maddesine aykırı eylemleri nedeni ile şüpheliler hakkında kamu davası açılmasını talep ederiz.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&ArticleID=996679&CategoryID=97
http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=3-kopru-ve-sulukuledeki-zihniyet&tarih=16.05.2010&Newsid=305808&Categoryid=4&wid=121
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/14756556.asp

14 Haziran 2010

Basın Açıklaması : Arkeolojik kazı alanına inşaat makinaları girdi.

http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/06/14/sulukulede.arkeologlari.kizdiran.tahribat
/580069.0/index.html

‘Gerekirse dozerin önüne bile atlarım’

Sulukule’deki arkeolojik kazıyı gerçekleştiren İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nden, uzman arkeolog Dr. Şeniz Atik’in alana giren dozerlere direndi.

http://www.habervesaire.com/haber/1877/

BASIN ACIKLAMASI

Sulukule’de yasalar ve hukuk bir kez daha kepçeler altında ciğnendi hem de bu kez Kültür Bakanı’nın “ferman”ıyla… TOKI ihalesiyle inşaatı üstlenen Özkar şirketi, arkeolojik çalışma yapılan alanı inşaat makineleriyle dümdüz etti.
12 Haziran Cumartesi günü alana makinelerini getiren Özkar şirketi, kazı alanında çalışmakta olan Arkeoloji Müzesi’ne bağlı arkeologların karşı cıkmasına rağmen, alanı tarla gibi kazdılar. Makineleri engellemeye çalışan arkeologlar ciddi yaşamsal tehlike atlattılar. Arkeologların polis çağırıp tutanak tutturması sırasında bir süreliğine duran makineler, polisin gitmesinden sonra işlerine devam ettiler, hem de kepçelere takılan tarihi objelere rağmen.

Sulukule Kentsel Yenileme Projesi kapsamında Mart 2010’da başlayan kurtarma kazısı, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin sorumluluğunda yani kazının sahibi Müze. Arkeolojik kazının hızlandırılması için başlangıçtan beri Müze’ye baskı yapıldığı biliniyor. Ne var ki 12 Haziran günü yaşanan olay, inşaat şirketinin yürürlükte olan koruma mevzuatını hiçe saydığını ve Müze görevlisi arkeologların üstünde bir yetkiyle hareket edebilme cesaretine sahip olduklarını gösterdi.

Bu cesaretin kaynağı ise açıktır: Olaydan iki gün önce, 10 Haziran Perşembe günü, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, yanında Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Murat Süslü ile kazı alanında boy gösterdi. Alanı göz kararı bir çırpıda inceleyiveren “ikili” buradan bir şey çıkmayacağına (ki çıktı ve cıkmaya devam ediyordu) karar verdi ve Bakan “ferman “ buyurdu”: Buraya makineler gire!
Yani, İstanbul tarihini ve alanın Dünya Miras Listesi’nde yer alması nedeniyle bütün dünyayı ilgilendiren koskoca bir bilimsel araştırma bir çırpıda “gözle” yapılıverdi ve ferman Bakan’dan çıktı. Oysa, yasalara göre karar tabii ki Bakan fermanıyla değil, Arkeoloji Müzesi’nin yürüttüğü bilimsel araştırma sonucunda vereceği rapora göre, ilgili Koruma Kurulu’nca verilecektir. Ve Koruma Kurulu’nun, 12.02.2010 tarih ve 1304 sayılı kararına göre (ek 1) bu nihai karar Kurul’dan çıkana kadar alanda her türlü inşai faaliyet yasaktır. Yani Bakan da, yanındaki Genel Müdür de yasalarla belirlenmiş bu mevzuatın üstüne çıkamaz, arastırma yöntemi üzerine söz söyleyemez, söylerse de açıkça suç işlemiş olur.
Kültür Bakanı’nın “ferman”ı ile ilgili son olarak şunu hatırlatalım: Sulukule’de, yani tarihi yarımadada 12 Haziran günü yaşanan tahribatın benzeri yakın tarihte, ABD’nin Irak işgalinde, Afganistan’da Taliban emriyle havaya uçurulan tarihi anıtlarda ve Sırpların Bosna’ya saldırılarında yaşanmıştır. Bu tahribatların herbiri, insanlık tarihi açısından geri dönülmez kayıplara neden olmuştur…
5366 sayılı yasaya göre ilerleyen Sulukule kentsel yenileme projesinde yaşananlar, aynı yasaya göre hazırlanan başta Fener-Balat ve Tarlabaşı olmak üzere sıradaki yenileme projelerinde de tekrarlanacağı ve dahası “ferman” devri başlatıldıgı için çok büyük bir tehlikeye işaret etmektedir.
SULUKULE PALTFORMU
Ek bilgi için notlar:

1-Türkiye’de kültürel miras alanında çalışan meslek kuruluşları ve STK temsilcilerinden oluşan bir heyet 13 Mayıs 2010 günü Sulukule arkeolojik kazı alanına bir ziyaret yaptı ve bu ziyaretin izlenimlerini, önerilerini bir rapor halinde Kültür ve Turizm Bakanlığı, Fatih Belediyesi, İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve İstanbul Yenileme Kurulu’na gönderdi. Bu alandaki en yetkin biliminsanlarının ve uzmanların imzasını taşıyan raporu ekte bulabilirsiniz.

2- Makinelerin alanı tahrip etmesi ve görevli arkeologların itirazlarıyla ilgili görüntüler de hazır olduğu anda tarafımızdan servis edilecektir.

3-Olayla ilgili daha geniş bilgi için : http://www.habervesaire.com/haber/1875/

http://sulukulegunlugu.blogspot.com/2010/06/basn-acklamas-arkeolojik-kaz-alanna.html

17 Haziran 2010

Kültür Bakanlığı’ndan Sulukule’ye iş makinelerinin girmesi ile ilgili açıklama;

Sulukule’ye iş makinelerinin girmesiyle ilgili ilk kez konuşan Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Murat Süslü, inisiyatifi ele aldıklarını dile getirerek, “Arkeologlar işi yokuşa sürüyor. Gerekli olmasa müdahale etmezdim” dedi. Tek kelimeyle arkeolojiye siyaset karıştırılıyor” açıklamasında bulundu.İş, kasıtlı olarak geciktiriliyor“16 Nisan’daki karar, ulaşılan mimari eserlerin kaldırılabileceğini de söylüyor. Ancak bu karar da arkeologlara ait değil. Kurul karar verebilir. Sulukule’deki arkeologların başka bir niyeti var. Buluntulardan yayın yapabilmek için işi geciktiriyorlar ve karşı örgütlenme yapıyorlar.

http://www.habervesaire.com/haber/1878/http://

http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=71003

http://sulukulegunlugu.blogspot.com/2010/06/kultur-bakanlgndan-sulukuleye-is.html

19 Ağustos 2010

AİHM Dava Başvurusunu kabul etti.

BASIN DUYURUSU

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM, kentsel dönüşüm adı altında yok edilen yüzlerce yıllık Sulukule sakinlerinin başvurusunu kabul etti. Türkiye’deki yasal sürecin bitmemesine rağmen, yani 3 yıl önce açılan davaların sonucu bile beklenmeden yok edilen ve yerine lüks konut inşaatının başladığı Sulukule şimdi haklarını AİHM’nde arayacak.Sulukule sakinleri ve Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği adına Av. Hilal Küey tarafından, 20 Mayıs 2010 tarihinde yapılan başvuru 22 sayfalık dilekçe ile 48 bölümlük eklerden oluşuyor.Başvuru, AİH Sözleşmesi’nin altı ayrı maddesinin ihlal edildiğini savunuyor:-İnsan haklarına saygı yükümlülüğü-Adil yargılanma hakkı-Özel hayatın ve aile hayatının korunması-Etkili başvuru hakkı-Ayırımcılık yasağı-Mülkiyetin korunması.Sulukulelilerin başvurusu ayrıca, sözleşmenin 41. maddesi uyarınca tazminat talebinde de bulunuyor.AİHM, başvuruyu 3 Ağustos 2010 tarihinde kabul etti.

SULUKULE PLATFORMU

http://www.bianet.org/galeri/sulukulenin-son-hali?page=22

www.hurriyetdailynews.com/n.php?n=sulukule-roma-association8217s-application-to-echr-accepted-2010-08-20

17 Eylül 2010

Sulukule’de Hazine’ye ait bir arazi tam 5 katı fiyattan, açık artırma usulü ile ihaleye çıkarıldı.

İstanbul Fatih Belediyesi’nin Romanlara ait arsaları metrekare fiyatı 500-800 lira arasında kamulaştırdığı Sulukule’de, Hazine’ye ait bir arazi tam 5 katı fiyattan, açık artırma usulü ile ihaleye çıkarıldı.
İstanbul Defterdarlığı, Sulukule olarak bilinen Hatice Sultan Mahallesi’nde, Hazine’ye ait 264 metrekarelik bir arsayı 667 bin lira bedelle satışa çıkardı. Arsanın metrekaresine 2 bin 552 lira fiyat biçildi. Bir emlak sitesinde 17 Eylül 2010 tarihinde, “Fatih Sulukule’de satılık arsa” başlığıyla yer alan ilanda şöyle denildi: “İstanbul Defterdarlığı, Sulukule olarak bilinen Fatih Hatice Sultan Mahallesi’ndeki bir arsayı ihale ile satışa çıkardı. Büyüklüğü264 metrekare olan arsanın tamamının Hazine’ye ait olduğu açıklanırken, tahmini bedel olarak 667 bin lira, geçici teminat olarak da 133 bin 400 bin lira istendi. İstanbul Defterdarlığı, açık artırma usulüyle satışı yapılacak olan taşınmazın ihalesini 15 Ekim 2010 tarihinde gerçekleştirecek.”

500-800 liraya aldılar

Roman vatandaşların Sulukule’deki arsaları ise bundan yaklaşık 1.5 yıl önce, Fatih Belediyesi tarafından başlatılan kamulaştırma çalışmaları sırasında metrekaresi 500-800 lira arasında değişen fiyatlarla alınmıştı. Arsa spekülatörleri de devreye girmişti. Kentsel yenileme alanı adı altında bölgede aralarında tarikat şeyhi, vekil oğlu, işadamları ve meclis üyelerinin de bulunduğu yeni sakinler için Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından lüks konut inşasına başlanmıştı. Bölgeden çıkarılan Roman vatandaşların bir kısmı yine TOKİ’nin inşa ettiği, şehre uzak Kayabaşı’ndaki konutlara yerleştirilmiş; konut taksitlerini ve elektrik-su paralarını ödeyemeyen vatandaşların çoğu bu haklarını yine haraç mezat satarak şehirdeki akrabalarının yanına dağılmıştı. Bu gelişmeler üzerine tartışmalar büyümüştü.

Davalar sürüyor

SULUKULE’de oturdukları binalar yıkıldıktan sonra arsaları için belediye tarafından biçilen kamulaştırma bedelini beğenmeyen Romanların açtığı davalar devam ediyor. Fatih Asliye Hukuk Mahkemesi’nde devam eden davalarda, mahkemenin atadığı bilirkişiler kamulaştırma bedelinin, metrekaresi 1200 lira olarak belirledi ve belediye bu bedel üzerinden kamulaştırma yapıyor. Bu bedele Roman vatandaşlar az, Fatih Belediyesi fazla bulduğu için itiraz etti. Söz konusu ihalenin, Sulukuleli bir grup vatandaşın başvurusunu kabul eden AİHM’deki davada delil olabileceği bildiriliyor. (Hürriyet)

15 Kasım 2010

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kentsel dönüşüm çalışmalarının sürdüğü Sulukule’de incelemelerde bulundu. Erdoğan, Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii’nin açılışını yaptıktan sonra Sulukule’ye geldi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve AK Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu da Başbakan Erdoğan’a eşlik etti. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Erdoğan’a proje hakkında bilgi verdi. Kentsel dönüşüm alanında bir süre incelemelerde bulunan Erdoğan, daha sonra aracına binerek bölgeden ayrıldı.

http://www.nethabercilik.com/haber/basbakan-erdogan,-sulukulede-incelemelerde-bulundu.htm

9 Aralık 2010

SULUKULE PLATFORMU açıklması:

“SULUKULE DAVASINDA BİLİRKİŞİ MAHALLELİYİ HAKLI BULDU AMA İNŞAAT HIZLA SÜRÜYOR
Sulukule yenileme projesi aleyhine açılan davalar devam etmesine rağmen, Fatih Belediyesi’nin yok ettiği mahallede yeni evlerin inşaası hızla sürüyor.

Belediye, yıkımlar sırasında hak hukuk tanımamıştı, inşaat da aynı tutumun devamı olarak, hiç bir mahkeme kararını beklemeden ilerliyor.
Oysa, süren davalarla ilgili olarak mahkeme tarafından tayin edilen bilirkişi heyeti, mahallede yaptığı inceleme sonucunda, belediyenin bu uygulamasının hukuksuz olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bilirkişi heyeti, geçtiğimiz günlerde mahkemeye sunduğu raporla, projenin, kamu yararına uygun olmadığına karar verdi.

Raporda; Sulukule Yenileme alanıyla ilgili Avan projenin onaylanmasına ilişkin kararın, bölgeye ait koruma amaçlı imar planlarının iptal edilmiş olması nedeniyle; üst ölçekli plan kararları, şehircilik ilkeleri ve koruma kurulu ilke kararları ile kamu yararına uygun olmadığı kanısına varıldığı belirtildi.

Her biri kendi alanında uzman profesör ve doçentlerden oluşan bilirkişi heyeti, koruma amaçlı imar planı bulunmadan, Sulukule’de veya 5366 sayılı yasa kapsamına alınan *diğer tarihi kentsel dönüşüm alanlarında hiç bir projenin yapılamayacağını da vurguluyor.

Hatırlanacağı gibi projenin iptali için 31 Aralık 2007’de dava açan Sulukule sakinleri, davanın sürmesine rağmen, yani mahkeme sonucu beklenmeden inşaatın başlaması üzerine AİHM’ne başvurmuş ve AİHM 3 Ağustos 2010 tarihinde bu başvuruyu kabul ederek davaya bakacağını açıklamıştı.

Ancak bütün bunlara rağmen, ekteki fotoğraflarda da görüldüğü gibi Sulukule’ye her gün yeni bir hukuksuzluk abidesi dikilmeye devam ediliyor.
Saygılarımızla”

*Görüldüğü gibi rapor , sadece Sulukule için değil, UNESCO’nun da düzeltilmesi konusunda ısrar ettiği 5366 sayılı yasaya dayanarak yenileme alanı ilan edilen tüm tarihi alanlar için emsal teşkil ediyor.

http://video.ntvmsnbc.com/roman-gitti-rapor-geldi.html

http://sulukulegunlugu.blogspot.com/2010/12/sulukule-davasinda-bilirkisi.html

Gönderen: Funda Oral

SONUÇ:

2011 Bugün (A. Agâh Öncül)

Davaların ve çoğu biten inşaatların ardından,

SULUKULE TARİH OLDU.

      ‘Biz 3500 Roman, mahallemizi terk etmeyeceğiz’ diyen Sulukule halkı sanki bir tecrit yasası çıkmış gibi dağıtıldı ve zor olan hayat şartları daha da zorlaştı. Çoğu faytonculukla geçimini sağlayan atlarını tutabileceği ve seyyar satıcılıktan hayatlarını kazanıp arabalarını koruyabilecekleri yerlere gereksinim duyan gününü çoğunu sokakta geçiren Romanlar apartman dairelerinde bu tarz yaşama zor alışacakları görünüyor.

Dünyada uygulanan kentsel dönüşüm projelerinde, projenin kapsadığı alanda yaşayan insanlara hep söz hakkı tanınmış ve halkın projeyi yönlendirmesi için çalışmalar yapılmış ve yerel kaynaklardan ve ya uluslar arası fon kaynaklarından gider sağlanmıştır. Halkın beklentisi uygulamanın yönünü tayin etmiş ve seçilen halk temsilcisi aktif rol almıştır. Ve bu türlü projeler yapılırken öncelikle halk geçici olarak başka bir yere taşınmış (ama tüm masraflar devlet ve ya diğer bir kaynak tarafından karşılanarak) sonra yerleşim yerinin aslı bozulmadan modern restorasyon yapıldıktan sonra halk geri getirilmiştir. Böylesi projelerde rantın önüne geçilmiş ve kimse ezilmemiştir. Mülklerin el değiştirmesi gibi bir tapu değişimi söz konusu olmamıştır. Bu şekilde yapılan ve proje sonrasında halk ve bölge için dünyada çok büyük maddi getiriye dönüşen başlıca dönüşüm projeleri şunlardır:

Hiroşima – Danbara Kenti Kentsel Dönüşüm Projesi (Japonya)

Trafalgar Meydanı Kentsel Dönüşüm Projesi (İngiltere)

Postdam Meydanı Kentsel Dönüşüm Projesi (Almanya)

La Defense Kentsel Dönüşüm Projesi (Fransa)

GuangzhouPearl Nehri Kentsel Dönüşüm Projesi (Çin)

Solidere ( Beyrut Tarihi Kent Merkezi) Kentsel Dönüşüm Projesi (Lübnan)

Rio Kenti Gecekondu Sağlıklaştırma Programı (Brezilya)

(DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULAMALARI – A. Şisman , D. Kibaroğlu)

Sulukule projesinin de çok iyi düşünülmesi ve planlanılması lazımdı ki Romanlar dünyanın en zayıf topluluğudur. Yerleşik bir düzenleri olmadığı için dünyada kendilerine bir mesken edinememişlerdir. Fakat Türkiye’deki Romanlar bu durumdan daha farklı ve şanslılardı. Fatih zamanında Suriçi denilen yerde kendilerine belirlenen bölgeye yerleştirilmiş ve yüzyıllarca bu bölgede yaşamışlardır ve yaşmaktaydılar. Müzik, dans ve eğlence dalında kendilerince namı olan Romanlar geçimlerini faytonculuk seyyar satıcılık haricinde genel olarak çalgı çalarak sağlıyorlardı. Bu işler tabii ki onların temel gereksinimlerinden daha fazlasına çok çocuklu aile yapılarından dolayı yetmiyordu. Aylık gelirleri 500TL civarında olan Romanlar günlük yaşıyorlardı. Romanların bu yaşam ve kazanç standartları düşünüldüğünde kentsel yenileme projesi onları çok fazla maddi sıkıntıya uğratmadan veya tamamen devletin, belediyenin ve ya sponsor kaynakların faturayı üstlenmesiyle olabilirdi. Türkiye’de böyle projeler ilk değil ama TOKİ ve Fatih Belediye tarafından projenin çok daha derinlemesine araştırılması, bölge halkının geleceğine yönelik şekillenmiş bir proje tasarlanması gerekirdi. Sadece dünyanın başka ülkelerinde değil, böyle bir proje Eskişehir Odunpazarı’nda da yapıldı. Odunpazarındaki ahşap evler çok eski ve bakımsızdı. Yenileme projesini, alınan fonlarla 2006–2010 arasında 110 ev 10 sokak tamamen yenilenerek başarıyla tamamlandı. Tarihi külliye, cami, ev gibi kültür varlıklarının bulunduğu Eskişehir’in ilk yerleşim yeri olan, sosyo-ekonomik durumu yüksek olmayan halkın yaşadığı Odunpazarı Mahallesi bugün turistik bir mekân olarak dünyayı ağırlıyor. Evleri yenilenen halk, evlerinin bahçelerini belediye izni ile geleneksel tatları da sunan kafe, restoran gibi meknalara dönüştürüp hem kendileri için hem de şehir için bir kazanç kapısı haline getirdi. Böylelikle Eskişehir kazanan halk, kazanan şehir olarak isminden çokça bahsettiriyor. Eminim Odunpazarı projesinde de bazı hatalar olmuştur ama şimdi oradaki evlerin hangisinin kapısını çalsanız her ev sahibi orda en az 50 yıllık geçmişinden bahsedecektir. Kimse evini terk etmemiştir. Bu proje model alınabilirdi. Zira Romanlara size şu kadar para verelim Taşoluk’ta ev sahibi olun, buralar yıkılacak zaten diyerek güçsüz bir halka baskı kurulması ve sonra gelir kaynağı belli olan bu insanlara 10-15 yıllık borca imza attırılması, onların yaşama hakkını da elinden almıyor mu? Ki bu olaylar sırasında önlenemeyen rant sırasında çoğu cahil roman evini belediye yerine biraz daha yüksek para alabilmek için üçüncü şahıslara satıp kendisinin yine dışarıda kalması bu yerleşimin nasıl ve niçin yenileme projesi kapsamına alındığını akıllara getirmiyor mu? Romanlar direnişte güçsüz bir yapısı olduğu için tapularını sattıkları üçüncü şahısların aynı tapuyu daha fazla paraya sattığı bilinmektedir. 45.000 TL ye Romanlardan alınan arsaların, sonradan gerçek değerinden, yaklaşık 200.000 TL den satıldığı ortaya çıktı. Romanların elinde 1 ken başkasının elinde niye 4-5 oluyor.

Ayrıca yeni evleri için ayda 500 TL yi ancak organize edebilen günlük yaşamayı bilen bu insanlar sattıkları evlerden ellerine geçen 45.000 TL gibi bir parayı değerlendirmeleri nasıl beklenebilir ki. Bu durumların çok ince hesaplar dâhilinde yapılması gerekirdi. Daha arsalar alınırken belediye tarafından emlakçıların üçüncü elden burada arsa satışı suları bulandıran ve belediyenin açıklamalar üzerine açıklamalar yapmasına sebep olan bir durumu da ortaya çıkardı. Çoğu şehre 40km uzaklıktaki Taşoluk’a yerleştirilen Romanlar hastane, alışveriş gibi ihtiyaçlarını uzak mesafeler sebebiyle gerçekleştiremedikleri ve bu evlerin kira, doğalgaz, elketrik, su, aydat giderlerini (yaklaşık 1.000 – 1.200TL) ödeyemedikleri için Taşoluk’taki evleri terk ederek Sulukule’ye yakın Karagümrük, Balat gibi semtlere tekrar döndüler. Hem de borçlarını ödeyemedikleri TOKİ evlerini yok pahasına satarak. Eğer Sulukule de gezseydiniz bir kez bile olsun, bu sonucun çok aşikâr olduğunu görürdünüz. Çünkü Sulukule de ev kiraları 70TL-100TL idi. En pahalı lokantasında adana dürüm 1.25TL idi. Şimdi diyeceksiniz o evden o dürümden ne olur, kim bilir nasıl… Bu standartların yükseltilmesi işte ancak asıl proje olabilirdi fakat var olan da gitti.

Sulukule’ye meslek edindirme kursları yapılması gerekirken içinde otel ve alış veriş merkezini de kapsayan bir projenin yapılması çok ilginç. Burası Türkiye Cumhuriyeti ve topraklarımızda yaşayan Romanları daha güzel, daha çok okuryazar oranının bulunduğu, daha sosyal yaşayan, standartları daha yüksek, daha bilinçli bir topluluk (azınlık demeyelim onlara lütfen) haline getirmemiz gerekirken, (ki onlar Bizanslıların sur içinden uzaklaştırdığı, Fatih Sultanın fetih sonrası bu bölgeye tekrar çağırıp yerleştirdiği ve Müslümanlığı seçen insanlar) bu şekilde aralarındaki tek bağları olan mahallelerinden uzaklaştırıp, zor olanı değil de, seçilen kolay ve başarısız bir projeyle onların kaybettiği evler üzerinden başkalarının 4-5 kat daha zengin olması mı daha doğruydu? Sulukule’yi menzilahır olarak görüp ve ya kötü tabirlerle anlatanlar, biz onları pislikten kurtardık diyerek yanlış beyan verenler ve buna tepki göstermeyen toplumumuz şimdi onların bulunduğu durumu çok mu daha iyi sanıyor, beğeniyor. Herkes bilmelidir ki Romanların düşeceği durumların, okula gitmesi gerekirken para için her türlü iş yaptırılan, dimdik duramayan kız çocuklarının ve delikanlıların vebali tüm Türkiye’nindir.

Abdullah Agâh ÖNCÜL – 2011

Bu çalışma “Sulukule Kentsel Yenileme Projesi” nin uygulama aşamasında meydana gelen sosyal, siyasi ve kültürel olayların ve haberlerin Türk ve Dünya Basınında yer alan haberlerden kronolojik olarak alıntı yapılan kaynaklardan, açık isimler gösterilerek ©Abdullah Agâh ÖNCÜL tarafından hazırlanmıştır.